ÇANAKKALE SAVAŞI
- I. ANLAMI.
18
Mart 1915 Çanakkale Deniz Zaferi'yle Çanakkale Savaşının, Türk Milletinin
yiğitlik ve kahramanlıklarla bezenmiş muhteşem tarihinde, seçkin bi r yer i
vardır. 18 Mart 1915 günü, Türkler gerçekten bir ölüm - kalım savaşı yapmışlardır.
Bu
savaş
1.
Cihan harbinin parlayan bir yıldızıdır. Türk' ün ve Mustafa Kemal'in gücünü,
büyük devletlere karşı, insanın göğsünü kabartacak biçimde gösteren bir
savaştır. Buna karşılık, saldıran devletler için tam bi r yenilgidir.
2.
Çanakkale savaşı; deniz, kara ve küçük hava harekâtı ile bir bütün teşkil
etmektedir.
Deniz
ile kara muharebeleri, birbirinden önemli, değerli sonuçlar doğuracak, yiğitlikleri
sergileyecek niteliktedir
3.
Çanakkale Savaşı, «Şark meselesinin» bir evresinde gerçekleştirilmesinden
ibaret halkayı oluşturucu niteliktedir. Başka bir deyişle Osmanlı
İmparatorluğunu çökertmek, topraklarını paylaşmak amacını taşıyordu.
- II. ÖNEMİ
Çanakkale
savaşının doğurduğu olumlu sonuçlar, onun önemini gözler önüne sermektedir. Bunlar
olmasaydı, bugün Türk Devleti çok muhtemel olarak mevcut olmazdı.
- III .
ÇANAKKALE SAVAŞININ SONUÇLARI.
1.
Çanakkale muharebeleri, Mehmetçiğe ölümsüzlük, yetenekli Türk kumandanlarına
şan, şeref kazandırmıştır. Bunların başında Mustafa Kemal gerçeği vardır.
Arıburnu olmasaydı, belki de Mustafa Kemal istiklâl savaşma, Cumhuriyete ve
Devrimlere giden yolda büyük Türk Milletini birleştirme imkânını bulamayacaktı.
Bu
muharebelerde dehâsını ispat etmesi, buna imkân bulması, ona Milletinin
kalbinde apayrı bir yer açmış, Mustafa Kemal adıyla sonsuza dek gönüllerde
yaşamasını sağlayacak «büyük»lüğü kazandırmıştı.
2.
Çanakkale zaferi, başta Enver Paşa olmak üzere, İttihatçılara da bi r süre
ikbal ve kudretin zirvelerine dolanması sonucunu doğurmuş, ancak onları
ölümsüzleştirmemiştir.
Çünki
onlar, Mustafa Kemal'in dehâsından yoksun idiler.
3.
İngilizler bakımından Çanakkale muharebeleri, bir nevi «şöhret mezarlığı» dır.
Kitchener
gibi bir millî kahraman bile bu badireden hem manen hem de bedenen ölü çıkmıştır.
1915 sonlarında Çanakkaleden Londraya dönen Kitschener, artık sözleri kanun
yerine geçen eski, yarı - diktatör değildir, üst üste gelen başarısızlıklar,
ona birçok düşman kazandırdığı gibi, Mareşalin kendine olan güveni de
kaybolmuştur, Lloyd George ve Bonar Law gibi politika kurtları, Sudan ve Güney
Afrika fatihi Lord Kitchener'in etrafında entrika ağlarını örmektedirler.
Gerçekten altı ay sonra gelen ölüm, onun siyasi şöhreti için bi r nevi kurtuluş
olmuş, hiç değilse itibardan düşmenin acısını önlemiştir. Böylece Britanya
İmparatorluğunun parlak devri de kapanmıştır. 1. Dünya harbinden galip çıkmak
bile bu muazzam imparatorluğun kur tulmasına yetmeyecektir. B u bakımdan
Osmanlı imparatorluğunun vârisleri, Kraliçe Victoria'nın çocuklarından daha şanslı
sayılabilir. Onlar, 1918 de yıkılan dünyalarını, yepyeni, bambaşka bi r düzen
içinde dipdir i yeni baştan, baş mimar Mustafa Kemal'in yönetiminde
kurmuşlardır; oysa İngilizler, daha uzun yıllar, sarsıntılar geçiren, orasından
burasından kopan, parçalanan imparatorluklarının ölüm sancılarını
çekeçeklerdir. Çanakkale macerasından ötürü, siyasî itibarı en çok sarsılan
kişi ise, şüphesizdir ki Çörçil sayılmıştır. 1915 yılı, onun siyasî hayatının
en alçak noktasıdır. Kendisini desteklemek, himaye etmek, yükseltmek isteyenler
bile kısa bir zaman içinde ondan uzaklaşmak zorunda kalacaklar, İngilterenin
yeni başvekili Lloyd George onu, İkmal vekili olarak kabinesine tekrar
alabilmek için Çanakkale dedikodularının küllenmesini beklemekten başka çare
bulamayacaktır. Ne var ki, insan hafızası, bu olayı hiçbir zaman unutmayacak,
ta 1923 yılı seçimlerinde bile propaganda konuşmaları için kürsüye çıkan
Çörçil'e halk arasından «Çanakkaleyi unuttun mu?» diye bağıranlar olacaktır.
General
Hamilton'a, Çanakkaleden döndükten sonra bi r daha aktif bir görev
verilmemiştir .
Çanakkale
mağlubiyetinin hikâyesi, hemen her zaman onun ismiyle birlikte anılmış, fakat
çok kimse ona müsamahalı davrandığı için, yenilgiden sorumlu tek kişi olarak
itham edilmek şansızlığına uğramamıştır.
4.
Çanakkale ile birlikte 1.Cihan Savaşı, daha sonra bazı sonuçlarda hisse
sahibidir.
Gerçekten
Türk Savaş gücünü, 1.Cihan Savaşındaki deneylerle öğrenmiş olan çağdaş İngiliz
neslinin hükümeti, İkinci Cihan Harbine Türkleri de ortak almak için Çörçil'
Türkiye'ye kadar göndermiş, bu zafer daha sonra da Türkiye'nin Nato ittifakına
alınmasında rol oynamıştır.
5.
Çanakkale'nin içinde yer aldığı 1. Cihan Harbine katılışımız, birlikte
değerlendirecek olursa: bu savaşa Almanlarla birlikte, iştirakimiz, sonuçta
yenilişimiz, tarih yazarları, siyasiler tarafından çeşitli yorumlara yol açmıştır.
Bu
konuda değişik görüşler ileri sürülmüştür.
Ancak
teslim etmek gerekir ki , bu sonuç Türk Milleti için çok hayırlı bi r olayın
kuvvet kaynağını teşkil etmiştir.
Osmanlı
Devleti, imparatorluk olarak, Devlet olarak, o dönemde Avrupanın «hasta adamı» diye
anılan güçsüz, köhnemiş bir varlık sayılmaktaydı. İngiltere, Rusya, Fransa,
İtalya, Yunanistan, Türk topraklarını paylaşmaya kararlı idiler.
Onun
içindir ki , İngiltere, Osmanlı Hükümetinin isteğine karşı, onu bu savaşta
ortak almaya yanaşmamıştır. Almanya da bunu fırsat bilmiş ve ortak olma
teşebbüsünü başarıyla sonuçlandırmıştır. Osmanlı Devleti hükümetinin, bu
savaşta tarafsız kalmasına imkân var mıydı?
B u
soruya belki evet cevabı verilebilir, ama bu hareket zararsız bir sonuca erişse
bile Türk Milleti için hayırlı olamazdı.
Türk
Toplumunun tam bağımsızlık ve egemenlik içinde yepyeni, batılı temeller üzerine
Devlet kurması, Cumhuriyete kavuşması, ancak bu savaşta yenilgisi ile mümkün
olabilmişi:
6. Kutlama
mazhariyetine eriştiğimiz bu savaş kaybedilseydi, bugün misak-ı millî sınırları
içinde, gururla yaşadığımız bu topraklarda dipdiri, bağımsız, egemen, çağdaş bir
Türkiye Devleti bulunmayacaktı.
7. Bu
savaş kazanılmadaydı, Çarlık Rusyası'nın istilâcı orduları ve onların yerine
geçenler, Türkistan'da yaptıklarını Osmanlı Devleti mensuplarına reva görmekten
geri mi kalacaklardı?
Elbette
değil.
8.
Çanakkale müdafaası, yardımsız ve irtibatsız kalan Rus çarlığının yıkılmasına
katkıda bulunmuştur.
9.
İstenilen, itilâf devletlerince amaçlanan hedef, alınamamıştır.
İtilâf
Devletleri için bu elbette büyük bir kayıptır. Bunun bi r mağlubiyet olduğu
açıktır.
Ancak
bu devletler için, bazı yararlı sonuçlar da doğurmuştur. İtilâf devletlerince
iler i sürülenler şunlardır:
a) 1.
Cihan Harbinin kazanılmasında, bir bakımdan yararlı olmuştur.
b)
1915 ilkbaharında Almanların Batı cephesinde yapmak istedikleri büyük
taarruzdan, Almanlar bu sebepten vazgeçmişlerdir.
c)
İtalyayı harbe sokmuştur.
d)
Bulgaristanı, bir süre mütereddit kılmıştır.
e)
İstanbul'un tehdit edilmesi, Süveyş kanalını muhafazaya yaramış, Rusları
Kafkasyada, Türk tazyikinden kurtarmıştır.
Çünkü
Rus Dışişleri Bakanı Sazanov: «Allahaskına bi r an önce yardımımıza gelin»,
diyordu.
f)
Türk ordusunun yıpranması sonucu doğmuştur. Böylece Filistinde Lord Allenby'nin
başarı kazanması yolu açılmıştır. Ancak belirtmek gerekir ki , tüm bunlar, Türk
başkentinin zaptedilmesi ile kazanılacak mükâfatla mukayese edilemezler.
Gerçekten
Kitchener bu sebeple aynen:
«İstanbul
düştüğü takdirde, sadece bir muharebe değil, koskoca bir harbi kazanmış
olacaksın» diyordu.
g)
Burada tarafsız bir şekilde belirtmek gerekir ki itilâf Devletleri için en
yararlı harekât, tahliye olmuştur. Gizlice kaçabilmişlerdir. Bu esnada Cevat
Paşa «gittiler, geçemediler, geçemeyecekler» demiştir. Lord Fisher, savaş
esnasında aynen «lanet olsun Çanakkale'ye... Orası mezarımız olacak» diyor.
Doğru söylemiş, gerçekten de öyle oldu. Kitchener tahliyeyi duyunca «fevkalâde bir kurtuluş oldu bu» demek zorunda kalmıştır.
Napolyon'un «Türkler öldürülebilir;
fakat mağlup edilemezler» sözü, Çanakkale'de de teyid edilmiştir.