. - GENOMBİLİM .
“İnsan genomu ve ona ilişkin
bilgiler yaşamımızı değiştirecek…
Genombilim sadece teknolojik
sınırları değil, sosyal, hukuki ve etik sınırları da zorlayan ve hızla gelişen
bir alan.
Nitekim DNA dizileme teknikleri
öylesine hızlı evrim geçiriyor ki, son on yılda geliştirilen yöntemler şimdiden
eskimiş durumda.”
Genombilim kamuoyunda ilk kez İnsan Genom
Projesi’yle gündemleşti.
Dünyanın dört bir yanından
binlerce bilimcinin tam 13 yıl emek verdiği proje yaklaşık üç milyar dolara mal
oldu ve 2003 yılında başarıyla sona erdi.
Ortaya çıkan “harita” çok
önemli olmasına karşın, ancak başlangıç niteliğinde bir adımdı.
O günden bugüne binlerce
insanın genom dizilimi çıkarıldı.
Bugün bir kişinin genom
dizilimini çıkarmak sadece birkaç gün alıyor ve oldukça ucuzladı.
Gittikçe yaygınlaşan kişisel
genom dizilemeyle birlikte, kişiselleştirilmiş tıp çağı gelip kapımıza dayanmış
durumda.
Genombilim, diğer adıyla
genomik, dünyamızı hayal edemeyeceğimiz biçimlerde değiştireceğe benziyor.
Teknoloji odaklı olması
nedeniyle son yıllarda biyolojinin belki de en hızlı gelişen dalı olan genomik,
aslında epey geniş kapsamlı bir alan.
Son Sözü Genom
Söyler
“Yarımızdan çoğunun yaşamı,
içinde bulunduğumuz modern çevrede bizi riske atan genetik duyarlılıklara
bağlanabilen karmaşık yapılı bir hastalık nedeniyle son bulacak.”
Geçtiğimiz birkaç yüzyılda insanın ortalama ömür
süresi neredeyse iki katına çıktı.
Araştırmacılar tıp alanındaki
bilgi birikimi ve teknolojik gelişmeler sayesinde artık pek çok hastalığa çare
bulabilmekte.
Ne var ki, bir sevdiğimizin
kansere yakalandığı ya da bir aile büyüğünün Alzheimer’la boğuştuğu haberlerini
daha sık alır olduk.
Acaba bizi bu kadar çaresiz
bırakan hastalıkların altında yatan nedenler nelerdir?
Genetik yapımız mı bizi
kaçınılmaz olarak bu yola sürüklüyor?
Georgia Tech Üniversitesi’nden genetik profesörü
Greg Gibson, genomlarımız ile modern kültür arasındaki çatışmanın kronik
hastalıkların artmasındaki en önemli neden olduğunu öne sürüyor.
Bir başka deyişle mevcut
genetik yapımızla, hazır gıdalar, bol şekerli besinler ve hareketsiz yaşantı
gibi unsurlarla ördüğümüz yeni dünyamızda yaşamakta zorlanıyoruz.
Kanser, diyabet, astım, bağırsak hastalıkları,
Alzheimer ve hatta depresyon.
Tüm bu rahatsızlıklarla
genomumuzun bir ilişkisi olduğu kesin, ama örneğin, bir “kanser geninden”
bahsetmek de pek mümkün görünmüyor.
Aksine, hayli genç bir türün
bireyleri olarak sahip olduğumuz genomumuz bir bütün olarak, karşılaştığı
sorunlarla baş edemediğinde hastalıklar ön plana çıkıyor.
Prof. Gibson, çağımızın yaygın hastalıklarıyla
ilgili pek çok sorunun yanıtını Son Sözü Genom Söyler’de herkesin anlayacağı
bir dille veriyor.
https://www.iskultur.com.tr/son-sozu-genom-soyler-2.aspx