6 Haziran 2024 Perşembe

ÇOCUKLARIN SOSYAL MEDYADA TEŞHİRİ

 .  -  Ebeveynlerİn Çocuklarını Sosyal Medyada Teşhİrİ

§  Bilgi iletişim teknolojilerinin git gide gelişmesi iletişim kolaylığı sağlamasının yanı sıra, sosyal medyada "hakların ihlal" edilmesini de ortaya çıkarmaktadır.

§  Özel hayatını çocuğu ile renklendiren ebeveynler popülerlik uğruna çocuklarını da sosyal paylaşım sitelerine yüklemekte, doğar doğmaz çocuğu adına hesaplar açmakta ve onun adına fotoğraflar paylaşmaktadır.

§  Çocuğun her anını sosyal medyada paylaşma dürtüsüne engel olamayan ebeveynler (özellikle anneler) çocukları için bir tehdit unsuru olmaktadırlar.

§  Paylaşımların kötü amaçlar için kullanılmasını hiçbir ebeveyn istemez. Buna rağmen sürekli çocuğunu paylaşan ebeveyn modeli aynı zamanda psikolojik olarak paylaşım konusunda kendini engelleyememekte, rüştünü bu şekilde ispat etme yarışına istemsizce girmektedir.

§  Hızlı bir değişim içerisinde olan dünyada sosyal medya ve kullanım biçimleri değişirken, çocuğun konumu da sürekli olarak değişmektedir.

§  İnternetin içine doğan, büyüyen çocuklar ister istemez bu sanal ağın içerisindedir.

§  Bazı ebeveynler psikolojik doyum amacıyla sosyal medyada çocuğu ve ebeveynliği ile ilgili paylaşım yaparak onaylanma ihtiyacı duyabilmektedir.

§  Ebeveyn çocuğu ve ona verebileceği zararı öngöremez.

§  Sosyal medyanın tehlikeleri de sadece ebeveynin çocuğunu paylaşmasından ileri gelmeyecektir.

§  “Sharenting” kelimesi İngilizce’de share paylaşmak ve parenting ebeveynlik kelimelerinin birleşiminden türetilmiş, çocuğa dair hikaye ve görselleri sürekli sosyal medyada paylaşan bir ebeveynlik anlayışını ifade eder.

§  Bir çocuğun kişisel bilgileri asla halka açık olmamalıdır. Bu kişisel bilgiler sitenin hiçbir yerinde görünmemelidir

§  Her anı sosyal medyada ebeveyn tarafından sergilenen "çocuğun mahremiyet hakkının ihlali" ile Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 1989 ve “unutulma hakkı” çerçevesinde çocuğun ihlal edilen hakları üzerine yoğunlaşılmıştır.

§  Sosyal medyada Facebook, İnstagram hesaplarına erişimin mümkün olduğu uygulamalar aracılığıyla dijital dünyanın izinden giden, hatta sürüklenen bir çocukluk ortaya çıkmıştır.

§  Fransız emniyeti ailelere yönelik “Çocuklarınızın fotoğraflarını Facebook’ta paylaşmak güvenli değil… Çocuklarınızı koruyun” mesajıyla farkındalık oluşturmaktadır.

§  Türkiye’de ise yeni yeni konuşulmaya başlanan çocuğun sosyal medyadaki mahremiyet konusu ebeveynler için özellikle boşanma ve veraset durumları söz konusu olduğunda gündeme gelen bir husustur.

§  İnternet yasaları ve internet etiği uzmanı Eric Delcroix (2016) BBC News’te4; çocukların ebeveynlerine, fotoğraflarını sosyal medyada paylaştıkları için dava edebileceğini ifade etmiştir.

§  Aynı zamanda empati yapmaları gerektiğini ve çocuklarının paylaştıkları fotoğraflarının paylaşıma açılmasını ileriki dönemde istemeyebileceklerini belirtmiştir.

§  Fransa Le Figaro gazetesi de bu konuda “Çocuklar bazı dönemlerinde fotoğraflarının çekilmesini ve o fotoğrafların paylaşılmasını istemez” şeklinde bir başlık atarak duruma farkındalık kazandırmıştır.

§  Çocuk hakları, insan hakları çatısı altında özel bir hak alanı olarak kavramsallaştırmıştır.

§  Türk Medeni Kanununda çocukları aileleri tarafından ihmal ve istismardan koruyan maddeler bulunmaktadır. Çocuğun korunmasına ilişkin olarak 346. maddede “Çocuğun menfaati ve gelişmesi tehlikeye düştüğü takdirde, ana ve baba duruma çare bulamaz veya buna güçleri yetmezse hâkim, çocuğun korunması için uygun önlemleri alır” hükmü yer almaktadır.

§  Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde çocukları ilgilendiren tüm etkinliklerde çocuğun yararı fikrine odaklanılır. Çocuk yararı kavramıyla çocuğun kısa vadeli çıkarı kastedilmemiştir. Geniş kapsamlı gelecekteki ve toplumsal çevredeki “çocuk yararı” kastedilmiştir.

§  1961 Anayasasının 35. maddesinin II. fıkrasında “devlet ve diğer kamu tüzel kişileri, çocuğun korunması için gerekli tedbirleri alır ve teşkilâtı kurar” ana ilkesini getirmiştir.

§  1982 Anayasasının 41.maddesinde “Çocuklar başta olmak üzere, ailenin her bir ferdi temel insan hakları, birey ve vatandaşlık haklarına sahiptir” ilkesi yer almaktadır.

§  Medya ortamlarında çocuk ve haklarının korunması adına yapılacak iki temel husus sayabiliriz. İlki çocukların gelişimlerine zarar verebilecek içeriklere maruz kalmaktan korunmaları iken bir diğeri ise medya içeriklerine konu olan çocukların korunmasıdır.

§  Haber, televizyon programları ve reklamlarda yer alan çocukların görebilecekleri zararların belirlenmesi ve bunlardan kaçınılması için uyulması gereken kuralların oluşturulması için çalışılmaktadır.

§  Bireysel medyadan da "ebeveynlerine karşı" korunmaları gerekebilmektedir.

§  “Unutulma hakkı” ile çocuklar reşit oldukları an itibari ile mahkeme kararı ile internet üzerinde bulunan gönderi ve fotoğrafların içeriklerinin tamamen kaldırılmasını talep edebilirler.

§  Unutulma hakkı “kişisel verilerin korunması hakkının” temelinde ele alınmaktadır.

§   Unutulma hakkı ve kişisel verilerin korunması iki ortak noktada ele alınabilir. Her iki hakkın özünde, bireyin onurlu yaşaması, kişiliğini serbestçe geliştirmesi ve kişisel verileri üzerinde özgürce tasarruf etmesi yatmaktadır.

§  “Unutulma Hakkı” ile ilgili Anayasa Mahkemesi’nin 3 Mart 2016 tarihli kararı şöyledir:

§  - “...Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen kişinin manevi bütünlüğü bağlamında şeref ve itibarının korunması hakkı ve Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile birlikte düşünüldüğünde devletin bireye geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğu olduğu açıktır... Unutulma hakkı kişilerin manevi varlıklarını geliştirmelerine bir fırsat vermek açısından devletin pozitif yükümlülüğünün bir sonucudur... Unutulma hakkı, internet ortamında bir haberin uzun süredir kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişinin şeref ve itibarının zedelenmesi durumunda gündeme gelmektedir. Bu hakkın amacı, internetin yaygınlaşması ve sağladığı imkânlar nedeniyle ifade ve basın özgürlükleri ile kişilerin manevi varlığının geliştirilmesi hakkı arasında gerekli hassas dengenin kurulmasını sağlamaktır.” (AYM GK, B.2013/5653, T.3.3.2016, Bireysel Başvuru N.B.B. Kararı).

§  Dijital Yaşamda Çocuğun Var Olmama Hakkı “Mahremiyetin Yıkılışı”:

§  Yaşanan paylaşımların fazlalığı ve çocuk haklarının beraberinde de mahremiyetinin ihlalinin doğurabileceği sonuçları kestirebilmek yakın zamanda mümkün değildir.

§  Ancak akla ilk gelen siber zorbalık, akran zorbalığı ve sanal zorbalık olmaktadır. Lakin unutulan hatta atlanan nokta çocukların ilerleyen dönemlerde aileleri tarafından ilk doğdukları andan itibaren fotoğraflarının paylaşılması olmaktadır.

§  Daha doğmadan çocukları adına alınan hesaplar, paylaşılan fotoğraflar ve videolar çocuk 18 yaşını doldurduğu andan itibaren ebeveyni için bir tehdit unsuru olabilmektedir.

§  UNICEF 2017 yılında yayınladığı raporda “Her çocuk, dijital dünyanın sunduğu olanaklardan faydalanabilmeli ve kendilerini bekleyen çevrimiçi risklerden korunmalıdır” (Unicef, 2017) temel savına ters düşen durum ise ebeveynlerin anlık olarak çocuğun fotoğraf ve videolarına erişimi herkesle paylaşmalarıdır.

§  Mahremiyetin sınırlarını gizlilik belirler.

§  Mahremiyet ise bir kimsenin kendi alanının bölünmemiş özerkliğinin bölgesidir.

§  Bu alandaki hesaplaşma “ben kimim” “neyim” gibi sorgulamaları içerir.

§  Çocuğun her halini sosyal medyada paylaşan, paylaşma dürtüsünden kendini alıkoyamayan ebeveyn modeli sharenting’tir.

§  Çocuğun mahremiyetinin bir problem haline gelmesi ileriye dönük olsa da, çocuğun iyi olma halini anlamak adına bazı önlemler alınması gerekmektedir.

§  Ebeveyn çocuğunun kişisel bilgilerini çevrimiçi paylaşma konusunda kendi karar alır.

§  Ebeveynler her zaman koruyucu değildir. Çünkü çevrimiçi paylaşımlar çocuklara zarar verebilir.

§  Bazı ebeveynler çocuklarının yaşamlarını paylaşmalarının da ötesinde "hobi olarak" da sosyal medyada paylaşım yapabilirler.

§  Bu tarz paylaşımlar “ebeveynlerin çocuklarının mahremiyetini bu kadar düşüncesizce ihlal etmeleri nasıl mümkündür?” sorusunu akıllara getirir.

§  Ebeveynler çocuklarının hayata gelmelerini kutlamanın bir yolu olarak paylaşımlar yaparken, diğer yandan gelecekte bunun çocukları için ne gibi sonuçları olabileceğini düşünmemektedirler.

§  Birçok ebeveyn çocuklarının fotoğraflarını doğumdan hemen sonra paylaşmaktadır. Hatta çocuk daha doğmadan ultrason resimlerini dahi paylaşan ebeveynler bulunmaktadır.

§  Ana babalar yanı sıra sağlık personeli (özellikle kadın doğum uzmanları ve doğum fotoğrafçıları) kendi çocukları olmasa dahi daha çok reklam amaçlı kontrolsüzce bir başkasının çocuğunu paylaşabilmektedir. Bu fotoğraflarda "dünyanın her yerinde" #hashtag “etiketleme” sayesinde ulaşılır hale gelmektedir.

§  Çocuklarının fotoğraf ve videolarını sürekli paylaşması sonucu çocukları istemeden de olsa tehlikelere açık hale gelmektedir.

§  Çocuğunun bir başkası tarafından tüm gelişim evreleri takip edilebilmekte ve çocukları "pedofilerin" öznesi olma konumuna sürüklenebilmektedir.

§  Ebeveynler şimdi ve gelecekte bu paylaşımlar ile çocukların mahremiyet hakkını ihlal etmektedir.

§  Şu anda bu ebeveyn faaliyetlerinin gelecekteki sonuçlarını tahmin etmek mümkün değildir. Temel risk çocuğun gizliliğini kaybetmesiyle ilişkisidir.

§   

ALINTI: Cansu Dursun

https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1335778


CADILAR BAYRAMI?

.   BİR GÜN CUMHURİYET, BİR HAFTA CADILAR .   Bir günlüğüne Cumhuriyet. .   Yalnızca bir gün. Bayraklarımızı çıkarıyoruz, şiirlerimizi okuyo...