25 Haziran 2022 Cumartesi

BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE Kitabı

 .  BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE Kitabı

.    Kitabın ön sözünü kaleme alan D. Bojkov, Finlandiya’yı bakın nasıl anlatıyor:

.    ‘‘Gara inersin, bir yolcu gibi büfeyi ararsın.

Bütün Avrupa’da büfenin ne olduğunu, orada her şeyin üç misli, beş misli fiyatla satıldığını herkes bilir.

Fin büfesinde, Fin lokantasında olduğu gibi, bildiğim kadarıyla hiçbir şey satılmaz.

Büfeye sofra kurulur.

Yemekler büyük bir orta masasına konur.

Rafların bir kenarından her çeşit tabak, kaşık, bıçak, çatal görünür. Her şey masaya açık olarak konulmuştur.

Kimse dağıtım yapmaz.

Yemek, içmek isteyen her yolcu dilediği şeyi kendisi alıp doldurur.

Doyasıya yiyip içer.

Öğle, akşam yemekleri için bir ya da bir buçuk markayı kendisi kasaya öder.

Viburg’ta otelde iki hafta kadar kaldığım halde kaç gece yattığımı, ne zaman gideceğimi, kaç defa öğle ve akşam yemeği yediğimi bilmiyorlardı.

Hesabı benim yapmam, ona göre para ödemem gerekti.

Tramvaya binersin biletçi yok. Kontrolör yok.

Parayı kutuya atar, dilediğin yere gidersin.’’

Finli bir öğretmen bunun nedenini şöyle açıkladı:

- ‘‘Rusya’da, bütün Avrupa’da olduğu gibi, halka güven olmadığı için bilet satılırsa, kondüktörü denetlemek için kontrolör konulursa, peki o zaman kontrolörleri kim denetlesin?

Biz, kontrolöre değil, halka, insanlara inanırız...

Petersburg’da Fin memurlarının çalıştığı özel bir Fin garı var.

Bu garda daha ilk adımda olağanüstü bir şey duyulur.

Rus garları ve gişelerinde pislik, düzensizlik görülür; bağrışmalar, gürültüler işitilir.

Finlilerin tarafıysa tertemiz, düzenli, sessizdir.

Vagonlarda ne büyük ayrılık var!

Bizimkilere benzer

Rus vagonları sanki tükürük hokkası, sıyrıntılı, çeşitli notlar ve isimlerle dolu.

Yolcularla kontrolörler arasında ya da sadece yolcular arasında sürekli anlaşmazlıklar çıkar.

Fin vagonlarında herkes yerini bilir.

Hiçbir anlaşmazlık olmaz, kimse vagona tükürmez, yüksek sesle konuşmaz, sigara içmez.

Örnek bir temizlik.

Ucuz olan üçüncü mevki yataklı vagonlar pek güzel döşenmiş, tertemiz çarşaflarla örtülü.

Yolculukta kimse seni rahatsız etmez.

Uyurken kimse seni yüksek sesle konuşup uyandırmaz.

Finlandiyalılar konuşmaz, fısıldaşırlar...

Büyük şehirlerde binlerce insan sokaklarda dolaşır.

Birileri gelir birileri gider; yalnız başlarına veya topluca yürürler; karşılaşırlar, dururlar, konuşurlar ama çıt çıkmaz.

Kalabalığın sesi duyulmaz.

Finlandiya’da Rus kültürü olmadığının ilk belirtisi budur.

Finlandiya’da polisler, jandarmalar bağırmaz.

Faytoncular insanı azarlamaz; karşılaşan dostlar, düşünce ve duygularını  boğaz paralarcasına söylemez.

Finlandiya’da insanlar hür oldukları için, istedikleri zaman, diledikleri  yerde şarkı söylemek, çalgı çalmak gibi hakları olduğunu düşünmez.

Fransa’da bile insan yazın sokak gürültüsünden uyuyamaz.

‘Bataklıklar ülkesinde’ insanlar daha çok başkalarının hak ve hürriyetlerini düşünür.

Orada hürriyetin değeri yüksektir ama olur olmaz bahanelerle başkalarına tatsızlık vermek anlamına gelmez.’’

.   BEYAZ ZAMBAKLAR ÜLKESİNDE Kitabı - S: 13

 Yazar: Grigory Petrov, Çeviri: Ahmet Seyrek

YAKAMOZ KİTAP © 2015, Grigoriy Petrov, Orijinal Adı: Finland: The Country of White Lilies

.   Grigory Spiridonoviç Petrov (d. 1866, Rusya - ö. 1925, Paris), Rus hatip, gazeteci, yazardır.


 

 

CADILAR BAYRAMI?

.   BİR GÜN CUMHURİYET, BİR HAFTA CADILAR .   Bir günlüğüne Cumhuriyet. .   Yalnızca bir gün. Bayraklarımızı çıkarıyoruz, şiirlerimizi okuyo...