10 Kasım 2024 Pazar

Cumhuriyet’i Yok Ediyor!

   Karşı Devrimciler Cumhuriyet’i Yok Ediyor!

·       Cebren ve hile ile devlet katında yıkılmış, kamudaki tüm birikimi tasfiye edilmiş Cumhuriyet, bugün halkın mücadelesinde varlığını sürdürüyor.

·       Yurttaş kimliğini yok etmeye çalışan iktidara karşı yurttaşlar yıllardır farklı biçimlerde mücadele veriyor.

·       Zenginlerin ve iktidar sahiplerinin elinde oyuncak edilen hukuk, çocuğunun ölümünü aydınlatmaya çalışan ailelere ve yakınlarını yitirdiği kazaların sorumlularını ortaya çıkarmaya çalışan yurttaşlara sırtını dönüyor.

·       Türkiye yurttaşlardan değil, padişahına sadık kullardan ibaret bir kütleye dönüştürülmeye çalışılıyor.

·       Hastane kapılarında hayatını kaybeden, parası olmazsa eğitim hakkından mahrum kalan yurttaşlar artık yaşamak için Cumhuriyet’e ihtiyaç duyduğunu biliyor, görüyor.

·       Ülkemizin getirildiği hal, küçük değişimlerle Cumhuriyet’i kurtarmanın yolunun olmadığı bize gösteriyor.

·       Cumhuriyet’i emekçilerin elinde tekrar kurmaktan başka yol yok.

·       Karşı devrim yıllarının en fazla tartışılan konularından biri laiklik oldu.

·       “Kişiler laik olmaz, kurumlar laik” olur diye başlayıp “Laiklik, devletin dine karışmamasıdır” diye devam ettiler, çağdaşlığı ve özgürlüğü hedef alan dinci gerici faaliyetlerin önündeki tüm engelleri kaldırdılar.

·       Laikliği sinsice tartışmaya açarak altını oydular.

·       Laikliğin ortadan kaldırılmasında sayılanların tümünün suç ortaklığı vardır.

·       Laikliğin hedef alınması nedensiz değil.

·       Laikliğin olduğu yerde kul değil yurttaş olur, zorbalık değil hukuk olur, keyfilik değil kural olur.

·       Dogmayla uyuşturulmayan emekçi sessiz kalmaz, neden diye sorar.

·       Kendisine dayatılan sefalete şükretmez, hakkını arar.

·       Patron karşısında boynunu büküp kaderine razı olmaz, örgütlenir.

·       Patronlar bunu bildikleri için laikliği sevmezler.

·       Yaşam tarzları gereği şeriat istemeseler bile laikliğin altının oyulmasından memnun olurlar, laikliğin işçiler arasında yayılmasını istemezler.

·       Laikliğin ortadan kalktığı yerde kural kalmayacağını, iktidar sahiplerinin sermaye istedi diye her türlü kuralı çiğneyip aklı ve bilimi hiçe sayabileceğini, sosyal haklardan pandemi dönemi karantina sürelerine, iş güvencesinden vergilere her şeyi patronların istediği gibi düzenleyip işçileri din istismarıyla susturacaklarını bilirler.

·       Günümüz egemenlerinin laikliği hedef alması ve düzen muhalefetinin laikliğin canına okunmasına ses çıkarmamasının gerisinde sermaye sınıfının çıkarları vardır.

·       Bu nedenle bugün laiklik öncelikle işçi sınıfının ihtiyacıdır ve öncelikle devrimcilerin talebidir.

·       Dinsel ideolojinin eski çağlardan kalma artıkları olan cemaat ve tarikatlar; siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel hayatı dini kuralların tahakkümüne almayı hedefleyen ve bu nedenle özgürleşmenin önünde engel oluşturan yapılardır.

·       677 sayılı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu uygulanmalı, cemaat ve tarikatlar başta olmak üzere tüm karşı devrimci odaklar devletten temizlenmeli, kamu görevinde liyakat ve çağdaş değerlere bağlılık esas alınmalıdır.

·       Kuran kursları ve imam-hatip okulları kapatılmalı; din görevlisi yetiştirme işi yalnızca bu işlevle sınırlı olarak kurulacak, sayıları ve kapasiteleri ihtiyaca göre belirlenecek, laikliğe bağlı yeni eğitim programlarıyla gerçekleştirilmelidir.

·       1923’te büyük bir atılımla kurulan Cumhuriyet’in izleri bugün neredeyse tüm devlet mekanizmasından silinmiş durumda. Cumhuriyet’in altını oyan temel olgu, emperyalist-kapitalist sistemle eklemlenme tercihiydi.

·       Devletten tasfiye edilen Cumhuriyetçiliğin halk içinde varlığını koruması, halkçı karakteri öne çıkan bir Cumhuriyetçi yükselişi de olanaklı hale getirdi.

·       Bugün tümüyle tehlikede olan yurttaşlığın yeniden kazanılması a ancak emekçilerin çıkarlarına dayanan devrimci cumhuriyetçi siyasi çizginin yurttaşlığı bu zeminde yeniden kurması ile olanaklı.

·       Emekçilerin siyasete ağırlık koyabilmek için Cumhuriyet’e, Cumhuriyet’in ise ayakta kalabilmek için emekçilere dayanmaya ihtiyacı var.

·       Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri emperyalizme bağımlılık.

·       Ekonomik, siyasi ve askeri ayaklarıyla bir bütün olan emperyalizm, Türkiye’yi bu alanların her birinde kuşatmıştır. Emperyalizme karşı bağımsızlık savaşıyla kurulmuş bir ülkenin bu noktaya gelmesi hazin olsa da kurtuluş mümkündür.

·       Türkiye, kendisine vurulan prangaları kıracak güce ve basirete sahiptir.

·       Türkiye prangalarını kıracaktır.

·       Özelleştirme aracılığıyla yağmalanan kamu işletmeleri yeniden kamulaştırılmalı, ülkenin tüm kaynakları kamu mülkiyetinde tüm halkın, yani emekçilerin çıkarları doğrultusunda değerlendirilmelidir.

·       Uluslararası sermayenin "dayatmaları" reddedilmeli, emperyalist-kapitalist sistemin ekonomik kurumları olan IMF ve Gümrük Birliği’nden çıkılmalı, AB aday üyelik süreci tümüyle sonlandırılmalıdır.

·       Neoliberal yağma politikaları, Türkiye’yi tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yetebilen bir ülke olmaktan çıkardı, dışa bağımlı hale getirdi.

·       Tarım ve hayvancılıkta sermayenin saldırılarını püskürtmek için tarım emekçileri ve küçük üreticilerle birlikte mücadele edilmelidir.

·       Tarım ve hayvancılık, kamu mülkiyeti temel alınarak yeniden yapılandırılmalı, dışa bağımlılık sona erdirilmeli, Türkiye tüm yurttaşlarına ucuz, kaliteli ve sağlıklı gıda sunabilmelidir.

·       Türkiye’nin güvenliği öncelikle “Yurtta sulh, cihanda sulh” politikasının devrimci bir anlayışla yeniden inşasından, Türkiye’nin başta kendi yakın coğrafyası olmak üzere dünya genelinde bağımsız, onurlu ve barışçıl bir dış politika izlemesinden geçmektedir.

·       Bölgede huzur ve güvenlik için komşu ülkelerle dostça ilişkiler kurulmalı, ABD emperyalizmi ve işbirlikçilerine karşı ilerici ve anti-emperyalist odaklarla ittifak yapılmalıdır.

·       Türkiye NATO’dan çıkarak ABD ve NATO’ya bağımlılıktan acilen kurtulmalı, orta ve uzun vadede ise "savunma sanayiinde" tam "bağımsızlığa" kavuşmalıdır

·       Eşitlik, özgürlük, kardeşlik, laiklik, cumhuriyet ve bağımsızlık… İlk bakışta uzun bir liste olarak görülebilir.

·       Ancak, kazanmak için mücadele etmemiz gereken başlıkların tümünü değil, yalnızca bu mücadelede güncel olarak öne çıkarmamız gerekenleri oluşturuyorlar.

·       Bu kadar farklı alana yayılan kökleşmiş sorunların hem ortaya çıkışının hem de çözülememesinin temelinde yatan ana olgu ise aynı: Kapitalizm…

·       Hem ülkemizde hem de dünyada değişim isteğinin güçlü olduğu bir çağdan geçiyoruz. Emperyalist-kapitalist sistemin yeni bir iktisadi, ideolojik, siyasi çerçeve üretme yeteneğini yitirmesi dünyada bir uygarlık krizi, ülkemizde ise rejim krizi olarak kendisini ortaya koyuyor.

(Özetle: https://devrim.org.tr/wp-content/uploads/2020/12/bize-devrim-gerek.pdf)


 

CADILAR BAYRAMI?

.   BİR GÜN CUMHURİYET, BİR HAFTA CADILAR .   Bir günlüğüne Cumhuriyet. .   Yalnızca bir gün. Bayraklarımızı çıkarıyoruz, şiirlerimizi okuyo...