Amerikan Dış Politikasının Kökenleri
ve
Amerikan Dış Politik Kültürü
Amerikan
dış politik kültürünü daha iyi anlayabilmek için Amerikan dış politikasının
kökenlerine eğilmemiz gerekmektedir.
ABD’nin
sahip olduğu dış politik kültürün tek bir yüzünden bahsedilemez; farklı yüzleri
bulunmaktadır.
ABD
sahip olduğu eşsiz konumla, yumuşak güç araçlarını etkili bir biçimde
kullanarak klasik bir hegemonyacı bir güç olmak yerine dünyaya liderlik yapan
bir güç olmayı amaç edinmiştir.
Fakat
dünya gücü olmanın gerekleri ile ABD’nin hegemonyacı eğilimlerinin birleşmesi
ABD’nin sahip olduğu dış politik kültürün evrim geçirerek dış politikada bir
Amerikan kültünün yaratılmasıyla sonuçlanmıştır.
Bunda
Soğuk Savaş yapılanmasının da önemli payı olmuştur.
Bu
durum, ABD’yi kökenlerinden uzaklaştırmış ve dış politikasını geri dönülmez bir
noktaya getirmiştir.
Siyaset
biliminde, siyaset ile siyasi kültür arasındaki bağı iyi anlamak gerekmektedir.
Çünkü
siyaset, siyasi kültür süzgecinden geçerek oynanan bir oyun ve hayatiyet
kazanan bir faaliyettir.
Siyasi
kültürün bu süzgeçlik işlevi son derece önemlidir.
Siyasi
kültürden söz edildiği zaman, ilk olarak anlaşılan iç politik kültürdür.
Etkisi
iç siyasi kültür kadar yaygın olmamakla birlikte, dış politik kültürden bahsetmek
de mümkündür.
Dış
politik kültürü bir devletin dış politikasına hâkim olan davranış kodu olarak
tanımlayabiliriz.
Dış
politik kültürler, dış politika analizlerinde önemli bir yer işgal ederler.
Bu
değişken, dış politikanın tamamen rasyonellikle açıklanamayan yönünü ifade
eder.
Dış
politikanın bu kültürel yönü, rasyonel sayılabilecek ortalama bir dış
politikadan sapmalar konusunda açıklayıcı olabilir.
Dış
politika uğraş alanı olarak daha çok seçkinlere hitap eden bir alan olduğu
için, dış politik kültürlerin etkisi iç politik kültürler kadar baskın
hissedilmez.
Dış
politik kültürlerin etkili olmasında o ülkedeki kamuoyu seçkinlerinin büyük
rolü vardır.
Normal
bir iç politik kültür gibi, dış politik kültürün oluşumu da zaman alır.
Elbette
her devletin belirgin bir dış politika kültürüne sahip olduğunu söyleyemeyiz.
Her
şeyden önce söz konusu ülkenin etkili bir dış politikasının bulunması gerekir.
Bu
gerçekleştiği takdirde, kökü derine inen dış politik kültürler bir devletin dış
politikasında kendisini güçlü bir biçimde hissettirebilir.
Bu
durum dış politikanın kültürel veya ideolojik süzgeçten geçmesi durumuna işaret
eder.
Örneğin
bazı devletlerin dış politik kültürlerinde Batı karşıtlığı önemli bir yer
tutar.
Bunların
yanında, doğal olarak salt reelpolitik çıkar anlayışına dayalı olarak dış
ilişkilerini yürüten ve herhangi bir geleneğin etkisinde olmayan devletler de
söz konusudur.
Dış
politik kültürdeki en köklü değişim devrimlerde görülür.
Devrimler,
bir devletin dış politika referanslarını değiştirerek o devletin dış politik
kültürünün yeniden oluşturulması anlamına gelir.
Dış
politika referanslarda görülen değişiklikler dünyanın yeniden tanımlanmasına
işaret eder.
İç
politika dış politika ayrımı ortadan kalkar.
Klasik
al-ver tipi bir diplomasiden ayrılarak, aşkın değerlerle hareket etmek,
biz-onlar şeklinde ayrımlar yapmak bu değişimdeki en bilinen referanslardır
Uluslararası
politikanın birincil aktörü olan devletlerin dış politikalarında benzerlikler
bulmak mümkündür. Uluslararası sistem analizleri, aktör davranışları konusunda
ipuçları verir.
Ancak
izlediği dış politika bakımından farklılık gösteren bir devletin dış
politikasını anlayabilmek için, o devletin içyapısına ve siyasal gelişimine
bakmak gerekir.
................
Devamı için:
Gültekin Sümer Yrd. Doç. Dr.,
Maltepe Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği Bölümü
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/539890