1 Nisan 2022 Cuma

Bir Sanatçı: ERDOĞAN BENHESAVİ

. Bir Sanatçı: ERDOĞAN BENHESAVİ

 . Bir Sanatçı: ERDOĞAN BENHESAVİ

BİR DE SANAT TARİHİMİZDE SANATÇILAR ÇEVRESİNDE AD VE ŞAN YAPMIŞ

“ERDOĞAN BENHESAVİ” VAR AMA GÜNÜMÜZDE KİMSE HATIRLAMIYOR.

Sene 1965 Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu´nda okuyorum, para pul yok, akşamları Bab-ı. Ali´de iş arıyor ve eğer bir grafik işi bulursam (parça başı) onunla hem bir aile geçindiriyor hem de öğrenime gidiyorum.

İş aradığım öyle bir gün, Erdoğan Benhesavi´yi tanıdım.

Sokakta gezerken bir tabela gözüme ilişti.

İpek Reklam; gidip sormalıydım, “acaba yapılacak grafik işleri var mı?” diye.

Önce Çay Ocağı´na gittim sordum, o anda yanımda başka biri duruyordu ve kendini taktim etti. Bir İstanbul Centilmeni idi.

“Evet aradığınız şirket benim, ben Erdoğan Behnesavi“ dedi.

İşte öyle tanıştık Erdoğan Behnesavi ile.

Genç, dinamik, gönül güzelliği dolu bir insan.

Ertesi gün çalışma anlaşmasında, büroda Ali Bey´i tanıdım (akrabası).

Anlaşmayı yaparken bile daha İpek Reklam’ın nasıl bir şirket olduğunu bilmiyordum.

Haftalık yarım gün için, 180 liraya anlaştık, diğer yarım günde de kendi müşterilerimle ilgilenecektim.

Görevim, atölye yönetimi, grafik çalışmalar ve organizasyondu.

Böyle bir görevi yüklenmek benim gibi daha hiç tecrübesi olmayan biri için tahmin edilecek şey değil ama çalışmalıydım.

Ertesi gün Ali Bey bana bakıyor, bir şeyler söylemek istiyor ama susuyordu ve sonunda patladı.

- “Sana bu haftalığı nasıl ödeyecek?“ dedi.

Ses çıkartmadım.

Ali Bey çekinmekte haklıydı ama o kadar da zor değildi.

Karar verdim, o parayı kazanıp, Erdoğan Bey’in ödeyeceği paranın hakkını vermeliydim ve öyle de oldu.

İlk hafta param ödendi.

İşte Erdoğan Behnesavi ile dostluğumuz böyle başladı.

Erdoğan Bey’in Büroda olmadığı bir gün Ali Beyle oturduk bir iş programı yaptık, çalışmamız için gerekli iş bölümünü yaptık.

Büyük bir yük üstlenecektim.

Karar verdim yapacaktım ve yola çıktım.

O günden sonra bir yıl Erdoğan Behnesavi ile beraber çalıştım, beraber pek çok sorun çözüp, zorlukların beraber üstesinden geldik.

BENHESAV

Behnesav Ailesi Mısır kökenlidir.

Osmanlı İmparatorluğunda Kahire´ye gönderilmiş ve büyük hizmetler vermiştir.

Osmanlının çökmesiyle Kahire’yi terk eder ve Mersin´e yerleşir.

Ailenin Kahire’de kalmayı tercih eden diğer kısmı bu gün hala Mısır´ın Politik yapısında büyük rol oynar.

Benhesav ailesinin Mersin’e yerleştikten sonra 13 Haziran 1927’te Erdoğan isminde bir çocukları olur.

Tarsus Amerikan Kolejinde orta öğrenimini tamamlayan Erdoğan Behnesavi, Uluslararası Ticaretle uğraşan ailesinin iş gereği İstanbul´a taşınması ile liseyi İstanbul Erkek lisesinde tamamlayıp, yükseköğrenimini İstanbul Devlet Güzel Sanatlar akademisinde Lepold Levi ve Sabri Berkel atölyelerinde yapar.

Genç Erdoğan´ın sanat hayatı da işte bunun sonucunda, İstanbul´da başlar.

TAVANARASI RESSAMLARI

1950 yılında, Nuri İyem, Ferruh Başağa ve Fethi Karakaş, atölye olarak, Beyoğlu; Asmalı mescit Sokağı, S. Önay apartmanının, çamaşırhane olarak kullanılan çatı katını, kiralarlar.

Çoğu öğrenci olan gençlere, resim kursları verdikleri bu mekân, “Tavan arası Ressamları” adlı bir kümenin oluşumuna da tanıklık eder.

Nuri İyem'in çalıştırmasıyla bir araya gelen Tavan arası Ressamları;

Erdoğan Behnasavi (Behnasov), Baha Çalt, Atıfet Hançerlioğlu, Seta Hidiş, Ömer Uluç, Haluk Muradoğlu, Ümit Mildon, Vildan Tatlıgil, Yılmaz Batıbeki (Atıf Yılmaz)’dan oluşmaktadır.

Bu kümenin her üyesi değişik alanlarda öğrenimlerini sürdürürken bir yandan da resmi bu atölyede öğrenirler...

Tavan arası Ressamları, Türk sanat tarihinde klasik resme karşı duruş olarak çıkış yapmış, özellikle Non- figüratif ve ekspresif akımla açtıkları sergilerle kendilerinden söz ettirmiştir.

Bu karşı duruş ile ilk sergilerini bir yılı aşmayan çalışmaları sonucu Mayıs 1951 ayında Fransız Konsolosluğu'nda açarak, akademiyi kızdırmış, bu kadar kısa sürede sergi açılamayacağına dair akademiden tepki görmüştür.

Fikret Adil konu ile ilgili “Altı ayda İngilizce gibi, altı ayda resim” eleştirileri ile “yeni sanatı,kitap ve reprodüksiyonlardan öğrendiklerini” iddia etmiştir.

Böylelikle Tavanarası Ressamlarının özgürlükçü, kuralları yıkma çabasının karşısında olduğunu belirterek, yeni bir akımın doğduğunu resmi olarak tanımıştır.

Bu olaylar ile Tavanarası ressamları, Türk sanat tarihine, klasik resme karşı duruş sergileyen ilk ressamlar grubu olarak geçmiştir.

Cumhuriyet döneminde sanat gelişiminin önemli ve başarılı temsilcisi, Erdoğan Behnesavi´nin adı popüler sanat tarihinde sadece burada geçer, popüler kültürde bir daha anılmaz.

Çok iyi derece de piyano ve akordeon çalan sanatçının müziğin ruhu ile beslediği eserleri Devlet Resim ve Heykel Müzesi sergilerine ve koleksiyonuna kabul edilmiştir.

Halen tablosu Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nde sergilenmektedir.

Sanatçı 90’lı yıllarda çeşitli kişisel sergiler açmıştır ve karma resim sergilerine katılmıştır.

Ayrıca devlet koleksiyonlarının da yer aldığı birçok önemli koleksiyonda eserleri bulunmaktadır.

Erdoğan Benhesavi Sanat çevresinde, sanat uygulamaları haricinde sanat destekçiliği ile de tanınır.

Bu sebeple bürosu, o kadar dolar taşardı ki bazen kapıyı açık bırakıp, ofis dışına da sandalye koymak zorunda kalırdık.

Haldun Taner, Haldun Dormen, Nuri İyem, Ressam Ismail Efendi, Ressam Nuri, Ressam Muzaffer, Hüseyin ve Muharrem Pire kardeşler, Yeşilçam´dan genç oyuncular ve daha yüzlerce isim ofisimizin müdavimlerindendi.

Ayrıca Bab-ı Ali´de iş arayan Tatbikili öğrencilerin karnı acıkınca gittikleri adresti de Erdoğan Behnesavi´nin bürosu, İpek Reklam.

Karınlarını doyurup, harçlıklarını vermeden göndermezdi.

Çok güzel çalışmalar sergiledik beraber, ücretsiz olarak bastığı ve masraflarını cebinden ödediği Tiyatro, festival afişleri, davetiye kartlarının her biri bir sanat eseriydi.

Ben de ipek baskıyı, Erdoğan Behnesavi´den öğrendim.

Almanya’ya gittikten sonra anladım ki bizim yaptığımız çalışmaların hepsi aslında sanatmış…

Yaptığımın ne olduğunu, ne öğrendiğimi kavramam Almanya’ya gittikten sonra oldu.

Erdoğan Behnesavi ile 1968 den sonra görüşemedik.

2009 yılında aradan 40 yıl geçmesine rağmen unutmamış.

Aydan Birdevrim hocamızla İstanbul Üniversitesi-Barış Ağacı Projemizin basında anılmasının ardından aramış, telefon numarasını bırakmış.

Ben de onu telefonla aradım.

Yeni sergi projelerinden, Ankara’da Turan Erol hocamızla olan çalışmalarından ve geçmişten bahsetti.

Uzun uzun konuştuk, son konuşmamız da işte böyle gerçekleşti.

2015 yılında vefatını öğrendikten sonra, biz çalışırken ziyarete gelen eşi ve kızı aklıma geldi.

Kızı Çiğdem ile ve eşi Sevim Hanım ile görüştüm, eşi üzgündü telefonun öbür ucunda ağlayarak anlattı; son anına kadar, ruhu dinçti ve sanat onun hayatının her zaman merkezinde idi ama eskiden elinden tuttuğu gençlerden hiçbiri onu bir kez bile aramamıştı…

Ülkemizde sanatçının çilesi büyük olur.

Aç kalmamak için çoğu ek iş yapar, kimisi öğretmenlik, kimisi de Erdoğan Bey gibi ticaret işine atılır.

Sanat tutkusundan bir ömür kopamayan Erdoğan Behnesavi de ailesini geçindirmek için reklamcılık işini seçti.

2015 yılında büyük bir sanat aşığı ve destekçisi olan bir sanatçıyı kaybetti sanat dünyası.

Ruhun şad olsun güzel insan umarım hiç değilse Türkiye sanat tarihi seni böyle onurlandırır.

İsmail Çoban, 29 Mart 2021  

Almanya

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CADILAR BAYRAMI?

.   BİR GÜN CUMHURİYET, BİR HAFTA CADILAR .   Bir günlüğüne Cumhuriyet. .   Yalnızca bir gün. Bayraklarımızı çıkarıyoruz, şiirlerimizi okuyo...