OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU NEDİR?
Otizm
spektrum bozukluğu, doğuştan gelen ya da yaşamın ilk yıllarında ortaya çıkan
karmaşık bir nöro-gelişimsel farklılıktır.
Otizmin,
beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından
kaynaklandığı düşünülmektedir.
Bu
metinde otizm
spektrum bozukluğu için kullanım kolaylığı nedeniyle zaman zaman otizm
terimi kullanılmıştır.
OTİZM
SPEKTRUM BOZUKLUĞUNUN NEDENİ NEDİR?
Bugün,
otizm spektrum bozukluğuna neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte genetik
temelli olduğuna ilişkin bulgular vardır.
Ancak
hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu henüz bilinmemektedir.
Çevresel
faktörlerin de otizme yol açabildiğine ilişkin görüşler vardır.
Hem
genetik temellerin hem de çevresel faktörlerin etkileri üzerine çok sayıda
araştırma yapılmaktadır.
Otizmin
çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla hiçbir
ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum bozukluğunu her çeşit toplumda,
farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.
ERKEN
TEŞHİSİN ÖNEMİ
Erken
tanı ve doğru bir eğitim yöntemi ile yoğun olarak eğitim alan çocukların
yaklaşık yüzde ellisinde otizmin belirtileri kontrol altına alınabilmekte,
gelişim sağlanabilmekte, büyük ilerleme kaydedilmekte ve hatta bazı otizmli
çocukların ergenlik yaşına geldiklerinde diğer arkadaşlarından farkı
kalmayabilmektedir.
Tanılama
Süreçleri
OTİZMİN
TANISI NASIL VE KİMLER TARAFINDAN KONUR?
Tanı
koyabilecek kişiler, yalnızca konunun uzmanı olan doktorlardır.
Otizmli
çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan farklı değildir; ancak,
davranışları farklıdır.
Tanı,
uzmanlar tarafından çocuğun gözlenmesi, gelişim testleri yapılması ve
anne-babalara çocuğun gelişimi hakkında sorular sorulmasıyla konur.
Otizmin
tanısı 12 aylıktan itibaren konabilir.
Erken
yaşta tanı konması, bir an önce eğitimin başlaması açısından önemlidir.
Ülkemizde
otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk ruh hastalıkları uzmanları ve çocuk
nörologlarıdır.
1. Çocuk
ruh hastalıkları uzmanı:
Çocuk
ruh hastalıkları uzmanı, çocuk ruh sağlığını değerlendiren, tanılayan ve tedavi
eden doktordur. Çocuğunuzu gözler, sizinle görüşme yapar, tanı ölçütlerine göre
çocuğunuzu değerlendirir, tıbbi muayenesini yapar ve tanısını koyar. Gerekirse
tıbbi tetkik ve ilaç tedavisi önerir. İlaç, eğitime destek ve istenmeyen
hareketleri kontrol altına almak amacıyla verilir. Otizmin ilaçla tedavisi
henüz mümkün değildir.
Değişiklikleri
takip edebilmesi, gerekli düzenlemeleri yapabilmesi için düzenli aralıklarla
(yılda bir ya da iki kez) çocuğunuzu çocuk ruh hastalıkları uzmanına
götürmelisiniz.
2.
Çocuk nörologu:
Çocuk
nörologu çocuklardaki beyin ve sinir sistemi sorunlarının uzmanıdır.
Çocuk
nörologu da otizme ilişkin değerlendirme yapabilir.
Ayrıca,
çocuğunuzda otizmle ilişkili olabilecek bazı hastalıkların (sara nöbetleri
gibi) olduğu ya da otizm dışında başka sorunların varlığı düşünülürse, çocuk
nörologu tarafından bazı tıbbi tetkikler (MR, BT, EEG vb.) ve tedaviler de
yapılabilir.
Ancak,
bütün otizmli çocukların yalnızca dörtte birinde bu tür sorunlar görülür.
Dolayısıyla,
doktor tarafından mutlaka ihtiyaç olduğu söylenmediğinde, bu tetkiklerle
kendinizi ve çocuğunuzu maddi ve manevi olarak yıpratmayın.
Eğer
çocuğunuz henüz otizm tanısı almamışsa hangi kurum ve uzmanlara
başvurabilirsiniz?
Çocuk
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Bölümü bulunan üniversite
hastanelerine başvurabilirsiniz.
Çocuk
ruh hastalıkları uzmanı veya çocuk nörologu bulunan Sağlık Bakanlığı’na bağlı
devlet hastanelerine başvurabilirsiniz.
Eğer
çocuğunuz otizm tanısı alırsa, ‘Çocuk Özel Gereksinim Raporu’ (ÇÖZGER)
çıkartmanız gerekir.
ÇOCUK
ÖZEL GEREKSİNİM RAPORU (ÇÖZGER) ALMAK İÇİN NE YAPMALISINIZ?
Çocuk
Özel Gereksinim Raporu (ÇÖZGER) almak için, Özürlü Sağlık Kurulu bulunan bir
hastaneye başvurmalısınız.
Özürlü
Sağlık Kurulu; iç hastalıkları, genel cerrahi, göz hastalıkları,
kulak-burun-boğaz, nöroloji veya ruh hastalıkları uzmanlarından oluşur.
SİZİN
HATANIZ DEĞİL!
Otizm,
günümüzde rastlanan en yaygın nörolojik bozukluktur ve Amerikan Hastalıkları
Kontrol Etme ve Önleme Merkezi (Centers for Disease Control Prevention)’nin
verilerine göre 2006 yılında her 150 çocuktan 1’inin otizm tanısı aldığı
tahmin edilirken, son bilgiye göre her 44 çocuktan 1’inin otizm tanısı
aldığı tahmin edilmektedir.
Otizm
tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda
görülebileceği, ailenin gelir durumu, yaşam biçimi ve eğitim düzeyi ile otizm
spektrum bozukluğu arasında bir bağ olmadığı vurgulanmaktadır.
Cinsiyetle
ilişkili olarak farklı görülme sıklığı bilgileri bulunmasına rağmen, ortak
görüş, erkeklerde kızlardan daha fazla görüldüğüdür.
Otizm
tanısı alan çocukların çoğunda değişik derecelerde öğrenme güçlüğü ve zeka
geriliği de görülebilir.
Otizm,
tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda adı çok sık duyulan bir özel
eğitim kategorisidir.
Otizm
terimi, zaman içinde yerini, otizm spektrum bozuklukları (ASD – AUTİSM SPECTRUM
DİSORDERS) terimine bırakmıştır.
OTİZM
SPEKTRUM BOZUKLUĞU KAVRAMI İLE İLİŞKİLİ BELLİ BAŞLI OLGULAR ŞÖYLE
SIRALANABİLİR;
Otizm
spektrum bozukluğunun nörolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılmaktadır.
Otizm
spektrum bozukluğu tanılı bireylerin önemli bir bölümünde (yaklaşık %35),
beyindeki anormal elektrik hareketlerine bağlı olarak; nöbet, istemsiz
hareketler, bilinç yitimi vb. nörolojik sorunlar da görülebilir.
Otizm
spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değildir; ancak, belirtileri bazı ruh
hastalıklarını çağrıştırabilir.
Yapılan
bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun çocuk yetiştirme
özellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik özellikleriyle ilişkisi olmadığını
göstermiştir.
Otizm
spektrum bozukluğunun kalıtsal olabileceği yönünde bulgular vardır; ancak, buna
yol açan gen ya da genler henüz bulunmuş değildir.
Önceki
yıllarda otizm spektrum bozukluğunun görülme oranının 500’de 1 olduğu kabul
edilirken, son verilere göre, otizm spektrum bozukluğunun yaklaşık her 54
çocuktan 1’ini etkilediği düşünülmektedir.
Ayrıca,
erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan 4,3 kat fazladır.
Sanıldığının
aksine, otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin çoğunda, farklı düzeylerde
zeka geriliği görülür.
Ayrıca,
zeka testlerinde, belli alanlar, diğer alanlara kıyasla çok daha geri
çıkabilir.
Otizm
spektrum bozukluğu tanılı bireylerin pek azında (yaklaşık %10), çok güçlü
bellek, müzik yeteneği vb. üstün özelliklere rastlanır.
Amerikan
Psikiyatri Birliği’nin yayımladığı kılavuza (DSM-V’e) göre Otizm, “Otizm
Açılımı Kapsamında Bozukluk” olarak adlandırılıp, iki alandaki yetersizlikle
kendini göstermektedir (APA, 2013):
1)
Toplumsal İletişim ve Etkileşimde Güçlükler
İlişki
kurma ve sürdürmede zorlanma
Göz
kontağı kuramama
Duyguları
ifade edememe
Etkileşim
başlatma ve sürdürmede zorlanma
2)
Sınırlı-Yineleyici Davranış Örüntüler (Tekrarlayıcı Davranışlar)
Basmakalıp
ve tekrarlayıcı motor hareketler
Aynılıkta
ısrar, rutine sıkı bağlılık
Sınırlı
ve yoğun ilgi alanı
Duyusal
az veya çok uyarılma
https://www.tohumotizm.org.tr/otizm/otizm-spektrum-bozuklugu/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder