İnsanlar gibi
çalışan ve tepki veren sistem:
Yapay zeka
Makinelere öğrenme boyutu
kazandıran yapay zeka, yıllardır her alanda karşımıza çıkıyor. Kısaca
"AI" denilen sistem fark edilse de edilmese de insanları
yönlendiriyor.
Yapay zeka, bir bilgisayarın veya bilgisayar kontrolündeki bir
robotun farklı faaliyetleri canlılara benzer şekilde yerine getirmesini
sağlıyor. İngilizcesi "artificial intelligence" olan yapay zekaya
kısaca "AI" deniyor.
İnsanın zihinsel ve biyolojik özelliklerinin yazılımlar aracılığıyla
makinelere aktarılmasını sağlayan yapay zeka, sinir ağları, veri ve algoritmik
yöntemler aracılığıyla makinelere öğrenme yetisini kazandırıyor.
Hayatın her alanında karşımıza çıkan yapay zeka ile ilgili merak
edilen soruları, Dijital Araştırmalar Derneği Başkanı Gökhan Yücel yanıtladı.
Yapay zekayı nasıl tanımlıyorsunuz?
Makinelere öğrenme boyutunu kazandıran yapay zekayı 2 temel
başlıkta açıklayabiliriz. Bunlar makine öğrenme ve derin öğrenme. Yapay zekayla
birlikte insan, öğrenen ve "akıllı" tercihler yapabilen tek varlık
olmaktan çıkıyor denebilir. Yapay zeka aslında hayatımızda bizi neredeyse her
alanda çevreliyor. Farkında olsak da olmasak da bizim adımıza kararlar alıyor,
tavsiyelerde bulunuyor.
YouTube’da veya Netflix’te seyredeceğiniz sıradaki videoyu,
Facebook ve Twitter’da takip etmeniz önerilen kullanıcıları size yapay zeka
uygulamaları sunuyor. Elbette yapay zeka sürücüsüz arabalar, ses, jest ve
mimiklerin taklidi, hastalıkların teşhisi, finansal yatırımların optimizasyonu,
eğitim, sanat, üretim gibi çok çeşitli konularda karşımıza çıkıyor.
"Dijital dönüşüm kavramlarını yapay zekadaki gelişmeler
olmadan doldurmak imkansız"
Yapay zeka artık yüz tanıyabiliyor, ses tanıyabiliyor,
konuşabiliyor, dinlediğini anlıyor, duyduğunu metne döküyor, sipariş alıp
verebiliyor. Örnek vermek gerekirse Çin’de vatandaşların yüzleri takip edilerek
onara vatandaşlık puanı veriliyor. Robotik ve mekatronik yapay zeka ile
sibernetik vasıtasıyla bir ilişki kurarak bir bakıma yapay zeka sistemlerini
"ete ve kemiğe" büründürüyor. Buna örnek olarak, karşımıza son
zamanlarda çıkan ve herkes tarafından tanınmaya başlayan Sophia tarzı robotlar
verilebilir. Bugün artık teknoloji ve dijital dönüşüm kavramlarının içini yapay
zekadaki gelişmeler olmadan doldurmak imkansız.
Yapay zeka kavramı ne zaman ortaya çıktı?
Bir konunun ortaya çıkışı ve onu markalayan genel kullanıma
sokan kavramın icadı iki farklı şey aslında. Yapay zekayı bugüne taşıyan
bilimsel altyapı binlerce yıla dayanıyor. Bugün yapay zeka veya teknolojinin
genelinde en sık karşımıza çıkan kelimelerden birisi "algoritma".
Kulağa çok yabancı gibi gelmesine rağmen ünlü Müslüman alim El Harezm’in
isminden türeyen bir kelime.
Yapay zeka kelimesi ABD'nin 1956 yılında bir grup bilim insanını
bir araya getirmesi sonucu doğdu. Makinelerin öğrenmesi ve düşünebilmesiyle
ilgili konularda Darmouth’ta düzenlenen toplantıya Marvin Minsky, John
McCarthy, Claude Shannon gibi meşhur isimler katıldı. Öncesinde Alan Turing
1950 yılında Mind isimli dergide "Ortaya bir soru atıyorum, makineler
düşünebilir mi?" cümlesiyle başlayan bir yazı kaleme aldı. Ne zamanki
devletler konunun stratejik ağırlığını keşfetmeye başladı ve büyük araştırma
fonları tahsis edildi, yapay zeka herkesin diline dolandı.
Yapay zeka daha çok hangi alanlarda kullanılıyor?
Her alanda. Bana iş dünyası, sanayi, sanat, spor, aklınıza gelen
tüm sektörlerden alanlar sıralayın. Size hemen konuyla ilgili faaliyet gösteren
bir yapay zeka şirketi veya girişimi söyleyebilirim. Ancak eğlence, medya,
eğitim, savunma, ilaç, sağlık, pazarlama, reklamcılık, finans, otomotiv,
ulaşım, lojistik gibi temel alanlarda yapay zeka artık gittikçe yaygınlaşıyor.
Çin’deki geniş dağıtım ağları olan depolardaki o inanılmaz trafik tamamen yapay
zeka ile hareket eden robotlar tarafından yürütülüyor. İnsansız hava
araçlarında yapay zeka sadece pilotajı yapmıyor, hedefi buluyor, aranan hedef
olup olmadığını doğruluyor ve etkisiz hale getiriyor.
Gelecekte yapay zeka hayatın içinde ne kadar olacak?
Yapay zeka bugün fazlasıyla hayatlarımızın içinde. Soru şu biz
bunun ne kadar farkındayız? Biz konuya biraz magazinsel yaklaştığımız için
toplumda yapay zekayı ötede ileride 50-100 senenin konusu olarak görüyoruz.
Yapay zeka yüzyıllardır üzerine araştırma yapılan, roman yazılan, altında
felsefi, kozmolojik ve ilahiyata dair önemli izler barındıran bir konu. Olaya
sadece açma kapama düğmesi olan robotlardan ibaret sanmamak lazım.
Yapay zeka iş sektöründe insanların yerine geçecek mi?
Son zamanlarda uluslararası bazı danışmanlık ve strateji
şirketinin pompaladığı bir bilgi var. 2030’da yapay zeka 15.7 trilyon dolar
büyüklüğünde bir katma değer yaratacak. Şirketleri, devletleri bu konuda
danışmanlık alma ihtiyacı hissettirmek için baya iyi bir pazarlama yolu ama çok
da gerçekçi değil. Yine de bu yapay zekanın hızla geldiği noktayı
görmemezlikten gelmeyi gerektirmez. Elbette ne zaman ki herhangi bir teknolojik
gelişme insanın yaptığı işi daha hızlı ve verimli yapmaya başlasın, tartışma
mesela öğretmenlik mesleği ortadan kalkıyor mu seviyesine iniyor. Tekillik
tarzı kavramlar ve konunun biraz daha apokaliptik yani kıyamet senaryosu
tarafındakiler, yapay zekayı her konuda olduğu gibi burada da insanlık için bir
tehlike olarak görüyor. Aynı fikirde değilim. Her yeni teknoloji aldığı
istihdam kadarını bir şekilde sağlar. Bunun için eğitim konusu önemli. Yapay
zeka ve ilgili tüm başlıklarda yetişmiş, kaliteli iş gücü oluşturmak gerekiyor.
Türkiye'nin yapay zeka stratejisi ne olmalı?
Strateteji konusu önemli. Son 3-4 sene içinde yaklaşık 40 ülke
yapay zeka ülke stratejisini yazdı. ABD ile başladı, Fransa, Rusya derken Çin,
Japonya, Avrupa Birliği detaylı yapay zeka stratejilerini yayınladılar. Çin’e
ayrı bir başlık açmak doğru olabilir. Çünkü bugün artık dünyanın en büyük 20
teknoloji şirketinin 9’u Çin şirketi. 2017’de dünyadaki tüm yapay zeka
yatırımlarının %47’si Çinli şirketlere gitti. Bu büyük bir rekabeti de
beraberinde getiriyor. Liderlik için hangi stratejik adımları atmak gerek?
Eğitimde, girişimcilikte, sanayide, savunmada...
Bunları gerekli etüdleri yaptıktan ve ihtiyaçları belirledikten
sonra stratejik bir dille anlatmak gerek. Türkiye’nin yapay zekada en başarılı
olduğumuz çalışma alanlarını bularak bu noktalarda dünya liderliğini perçinleyeceğimiz
stratejileri geliştirmesi lazım.
"Araştırma merkezleri kurmak, üniversitelere daha fazla
kaynak sağlamak önemli"
Öncelikle araştırma merkezleri kurmak, üniversitelerde konuya
daha fazla kaynak, yer ve zaman ayırmak, özel sektörü yatırım yapmaya motive
etmek gerek. Ancak Türkiye’nin 2023 ve ilerisinde 2071’e kadar stratejik bir
duruşu olacaksa, bahsettiğimiz tarih yaklaşık 50 yıl sonrası olduğu için o
günkü şartlar altında yapay zekayı muhakkak hesaba katmak gerekecek. Yapay
zekasız o tarihlerde hedeflediğimiz stratejik duruşu göstermek, hamleleri
yapmak pek mümkün olmayacak.
İlhan Güzel - Gülçin Sakarya /
17 Eylül 2018 Pazartesi 10:10 TRT Haber
https://www.trthaber.com/haber/bilim-teknoloji/insanlar-gibi-calisan-ve-tepki-veren-sistem-yapay-zeka-385027.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder