26 Nisan 2024 Cuma

GENÇLİK VE UYUŞTURUCU MADDE SORUNU

 . - TÜRKİYE’DE GENÇLİK VE UYUŞTURUCU MADDE SORUNU

.    İnsan hayatının önemli bir dönemi olan gençlik çağı; biyolojik, psikolojik, sosyolojik yönü ile insanın bedensel, ruhsal, sosyal, ahlaki gelişmesinde ve kişiliğinin oluşmasında hassas bir dönemi kapsamaktadır.

.   Gençlik dönemi, bir yandan bunalımlar, çatışmalar, yanılgılar, tezatlar ve kararsızlıklarla gencin gerek kendisiyle gerekse çevresiyle çatışma dönemi iken; diğer yandan da, tatlı hayallerin, tutkuların ve idealizmin filizlendiği, kendini ispat ve kimliğini bulma çabalarının yoğunlaştığı bir dönemdir.

.   Bu yüzden, toplumun içinde bulunduğu buhranlardan en fazla etkilenen kesim de yine gençlik kesimidir. Tarihimizin son 200 yıllık dönemi, gençliğin kişilik ve kimlik arayışının en yoğun ve en çalkantılı olduğu bir dönemdir.

.   Bu çalkantıların şiddetini artırarak devam ettiği bir dönemde SEKAM’ın gençlikle ilgili yaptığı araştırma, gençlik üzerinde yapılan en son ve en kapsamlı olmasından dolayı önemlidir.

.   Gençlik üzerinde değişik zamanlarda yapılmış bazı çalışmalardan da yararlanarak, gençliğin mevcut durumunu, istatistikî bilgilere girmeden, aşağıdaki gibi özetleyebiliriz:

• Sigara, alkol, kumar, uyuşturucu kullanma eğiliminde artış, bunları meşru görmek.

• Fuhşu, eşcinselliği, lezbiyenliği meşru görmek.

• Şiddete eğilim göstermek.

• Bilgisayar ve internet bağımlılığında artış.

• Ferdileşmek, yalnızlaşmak, sanallaşmak.

• İletişim kopukluğu sosyal bağlılık ve dayanışma ruhunun yok olması.

• Davranış bozukluğu, psikolojik olarak gel git yaşamak.

• Parçalanmış kimlik-kişilik, kendine belirlediği kimlikle, düşünce ve davranışlarının uyuşmaması, tezatlı davranış, şizofren/melez kimlik.

• Din algısında zedelenme, laikleşme-sekülerleşme.

• Toplumsal değerlere yabancılaşma, değer yargılarında zedelenme.

• Kavramsal kargaşa, zihinsel kirlenme; din, laiklik-sekülerlik, ateizm, ahlâk, iffet, hayâ, vefa, aile, mahremiyet, nikâh, nikâhsız birliktelik, zina, eşcinsellik, aşk.

• Başkalarına karşı güven kaybı, kendisine karşı güvenme ile güvenmeme arasında gidip gelme (özgüven kaybı), • Kuşaklar arası çatışma ile oluşan güven bunalımı,

• “Her şeyi bilir” psikolojisinde olmak.

• Gelecek korkusu ve ülkeden göç etme isteği.

• Kendini sorumlu hissetmemek; fakat başkalarını sorumlu tutmak. Sorumluluk ve yükümlülük duygusu ile alay etmek; çevresini, kendine karşı sorumlu saymak,

• Birlikte yaşadıklarını kendine mecbur saymak, kendini kimseye karşı mecbur saymamak.

• Kendini ifade edebilecek, meramını anlatabilecek tarzda lisâna hâkim olamamak.

• Her şeye sahip olma hakkını kendinde görmek; “Buna hakkım var mı?” gibi bir soruyu sormamak. Köşe dönmeci zihniyet, maddiyatçılık eğilimi,

• Sahip olduğu şeylerin kiymetini bilmemek ve umursamamak.

• Sınırsız bir tüketici ve kullanıcı özelliği sergilemek, marka tutkusu, gösteriş.

• Elde etmek istedikleri ile haklı olmak arasında bir ilişki kurmamak. Elde etmek istediklerinde kendini haklı saymak (emeğin, değer olarak önemini kaybetmesi),

• Anormal giyim tarzı.

• Aşırı uyku uyuma.

• Erken ergenleşme.

• Günlük ve anlık yaşamak, geleceğe yönelik plan yapmamak.

• Bilgiye kendi çıkarı için ilgi duymak, bilgiyi paylaşmamak.

• Genel olarak paylaşım duygusundan yoksunluk.

• Rol modellerini, bilim adamları, düşünürler, din adamları ve siyasetçilerden seçme yerine, popüler ögelerden seçme.

.    Bütün bunlar, henüz sosyal bir problem boyutuna ulaşmamıştır.

.   Hastalık, başlangıç aşamasındadır.

.   Vakit varken, acilen tedbir alınması gerekmektedir.

.   Gençliğimizin böyle bir değişim göstermesi normal midir?

.   Gençlik, kendi kültür ve medeniyetinden, kendi değerlerinden niçin kopmakta ve yabancılaşmaktadır?

.   Niçin sanallaşmakta, ferdileşmektedir?

.   Ailenin, kentleşme ve göç politikalarının, Türkiye’nin kültür ve medeniyet tercihinin, sistemin öngördüğü hayat tarzının, eğitim sisteminin, medyanın, toplumsal değerlerdeki çözülmenin bunda bir payı var mıdır?

.   Bu ve buna benzer soruları sormak ve cevaplarını bulmak zorundayız.

.   Gençlikle ilgili yapılmış çalışmalardan, devlet ricalinin değişik zamanlarda yaptığı açıklamalardan ve yayınlanmış anılardan yararlanarak, gençliği olumsuz olarak etkileyen faktörleri, aile içi ve aile dışı faktörler olarak iki sınıfta toplayabiliriz:

I- Aile İçi Faktörler:

• Aile ortamının etkisi.

• Ailenin parçalanması/yıkılması.

• Evin otelleşmesi.

• Sorunların konuşulmaması.

• Çocuklara ilgisizlik.

• Aile içi yanlış eğitim.

• Sevgi ve şefkat eksikliği.

• Doğru iletişim kurulamaması.

• Akraba çevresinin etkisi.

• Cinsellik konusunda yanlış bilgilenme.

• Ekonomik sıkıntılar.

• Dinî eğitim yetersizliği.

II- Aile Dışı Faktörler

• Küresel Güçlerin etkisi (Siyonizm, ABD, AB, yabancı istihbarat örgütleri…).

• Uyuşturucu, Kumar ve Fuhuş mafyasının etkisi.

• Bir kısım medyada yer alan diziler, filmler ve özel programların etkisi.

• İnternet ve sosyal medyanın etkisi.

• Feminist hareketlerin etkisi.

• Hıristiyanlaştırma faaliyetlerinin etkisi.

• Satanizmin etkisi.

• Ateizmin etkisi.

• Türkiye’nin yanlış kültür ve medeniyet tercihi: Seküler Batı kültür ve medeniyeti tercihi,

• İki kültür ve medeniyet değerlerinin çatışması ile oluşan şizofreni.

• Yanlış eğitim politikası.

• Yanlış kentleşme politikası.

• İşsizlik: iş bulamama korkusu.

• Okuyamama korkusu.

.    Bu faktörlerin çatışmasının meydana getirdiği ortam, gençlikte kimlik ve kişilik krizine sebebiyet vermiştir. Araştırmada, gençliği bütün boyutları ile ele almış olmakla birlikte, özellikle değerler ve kimlik tanımlanması üzerinde özenle durulmuştur.

-------------------------Devamı için dosyaya bakınız: ----------------------

Sosyal Ekonomik ve Kültürel Araştırmalar Merkezi

-  TÜRKİYE’DE  GENÇLİK VE UYUŞTURUCU MADDE SORUNU

https://www.muharrembalci.com/kitaplika/67.pdf


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

CADILAR BAYRAMI?

.   BİR GÜN CUMHURİYET, BİR HAFTA CADILAR .   Bir günlüğüne Cumhuriyet. .   Yalnızca bir gün. Bayraklarımızı çıkarıyoruz, şiirlerimizi okuyo...