. 1 MAYIS VE İSLAM .
·
Tarihin en önemli simge
günlerinden biri ve belki de birincisi 1 Mayıs’tır.
·
14 Temmuz – 21 Temmuz 1889’da
toplanan İkinci Enternasyonal’de kabul edilen bir öneri ile dünya çapında işçi
sınıfının; “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” olarak kutlanmaya başlanan 1
Mayıs, bir tür modern kölelik düzeni olan işçiliğin haklarını genişletme ve her
çeşit haksızlığa karşı mücadele ve direniş günüdür.
· O yıllardan bugüne gelinceye değin dünya, sınıf mücadelesinde
çeşitli aşamalardan geçti. Kapitalist Blok ile Sosyalist
Blok kutuplaşmasının gerginliğinde soğuk savaş dönemi yaşandı. SSCB’nin
dağılmasıyla reel sosyalizmin başarısızlığı sınıfsal mücadelede yeni yol ve
yöntemleri doğurdu.
·
Kapitalist dünyadaki işçi sınıfı
ile sosyalist dünyanın ilişkileri ve sosyalist dünyanın kendi iç çelişkileri üzerinden
Ortodoks Marksizm de dâhil olmak üzere pek çok sosyalist sav keskin bir biçimde
sorgulandı.
·
Marksizm ve türevlerinin kesin
olarak mağlubiyetini ilan edenler de oldu.
·
Öte yandan Marksizm ve pek çok
türevinin reel dindarlık düzleminde din karşıtı genel yapısı, sınıfsal
mücadeleyi din perspektifinden sınıf lehine okuma çabalarını büyük ölçüde
engelledi.
·
Özellikle İslam’ın doğuş yılları
itibariyle sosyal bir mücadele hareketi olduğu gerçeği yeterince işlenmedi.
·
Sosyalist mücadele nasıl bir
evrim geçirirse geçirsin, bu noktada geçmişte neler yaşanmış olursa olsun,
sosyal sınıfların varlığı ve sınıflar arası mücadele tarihsel ve toplumsal bir
gerçektir.
·
Ezen – ezilen, sömüren-
sömürülen ayrışması tarihin geldiği aşamada çok şiddetli bir biçimde yaşanmaya
devam etmektedir.
·
Gelir dağılımı adaletsizliği,
dünya nimetlerini paylaşmadaki ağır çarpıklık, açlık noktasına varan yoksulluk
ve onun karşısında refah toplumlarının varlığı, küresel çapta hala bir sınıfsal
mücadele bayrağının yükseltilmesi gereğini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.
·
Ezilen ve sömürülenlerin,
şimdiye değin egemenler tarafından kendi lehlerine kullanılan din gerçeğini
keşfetmeleri zorunludur.
·
Dinin sosyalist / toplumcu
yorumunun olabilirliği, sanılanın aksine egemenci yorumunun imkânından daha
geniştir.
·
Dinin, Ortodoks Marksist
terminoloji çerçevesinde bir üst yapı kurumu olarak top yekûn bir biçimde
olumsuzlanmasının, reel sosyalizmin başarısızlığına katkı veren önemli etmenler
arasında olduğunu söylemek gerçekten çok mu anti sosyalist bir izahtır?
·
Kanımca İslam özelinde, din
faktörü, sınıfsal mücadele yararına yeniden yorumlanmalıdır.
·
Kaldı ki bana göre bu, bir
yeniden inşa çalışması da değildir.
·
Egemenler tarafından üzeri
örtülen bir gerçeğin üstündeki örtünün kaldırılmasıdır.
·
Evet; din yani İslam özü
itibariyle zaten bir sınıf mücadelesi olarak doğmuştu.
·
Zira Hz. Muhammed’in çağrısına /
İslam’a ilk koşanların genel karakterinin ezilenler olduğu tarihsel bir
gerçektir.
·
İslam köle tüccarlarına karşı
köleleri savundu.
·
Varsıllara karşı yoksulları
savundu.
·
Kim bunun tersini ileri
sürebilir?
·
halde buradan hareketle ifade
edelim ki İslam, bugün de varsılları değil yoksulların yanındadır.
·
İslam bugün de patronların değil
işçilerin, emekçilerin yanındadır.
·
İslam’ın kutsal kitabı olan
Kur’an’da; “İnsan için ancak emeğinin karşılığı vardır!” (Necm, 39. Ayet)
denildiğini kim gizleyebilir?
·
Bu ifadenin aslında; “insanı
insan yapan en önemli şey, onun emeğidir,” ilkesini ortaya koymak anlamına
geldiğini kim reddedebilir?
·
Kur’an’ın pek çok ayetinde yoksullara
yardımdan, paylaşımdan (infak), ihtiyaçtan fazlasının mutlaka dağıtılması
gerektiğinden (Sözgelimi, Bakara 215 ve 219. Ayetler ), servet biriktirmenin
yanlışlığından (Tevbe, 34- 35. Ayetler) bahsettiği gerçeğini sınıfsal mücadele
açısından yeni bir okumaya tabi kılmamız yaşamsal gereklilikte bir tutum değil
midir?
·
Hz. Muhammed’in Medine’ye göçten
hemen sonra Mekkeli Müslümanlarla Medineli Müslümanları mal ortaklığını da
kapsayacak biçimde kardeş ilan ederek neredeyse proto sosyalist bir toplum inşa
etmeye çalıştığını yeniden değerlendirmemiz gerekmiyor mu?
·
halde sömürüye karşı mücadele
günü olan 1 Mayıs’a katılmak ve 1 Mayıs’ı kutlamak, sınıfsal bir görev olmakla
birlikte onu teyit edici bir biçimde aynı zamanda dinsel bir yükümlülük de
değil midir?
·
Evet, 1 Mayıs’ı kutlamak,
mücadele bayrağını yükseltmek salt sosyalist ve sınıfsal bir tavır değil aynı
zamanda İslamî bir yükümlülüktür. İslamî bir yükümlülük olması demek, bir başka
·
ifadeyle her mümin için farz
hükmünde bir buyruk demektir.
·
Ey Müslüman,
·
1 Mayıslarda ve başka günlerde
sömürüye karşı mücadele bayrağını yükseltmeye sen de omuz ver ki,“fitne kalkıp
din yani düzen yalnız Allah’ın” olsun!
·
Zira Allah; “fitne yani sömürü ortadan
kalkıp din yalnız Allah’ın oluncaya dek onlarla
·
savaşın!” (Enfal 39. Ayet)
diyor.
·
Onlardan kastın hakkın üstünü
örtenler olduğunu, yani haksızlık yapanlar olduğunu, bir diğer ifadeyle
sömürenler demek olduğunu anlamalısın!
·
Eğer bunu anlar ve sınıfsal
mücadeleye katılıp cihada yani sömürüye karşı yapılan savaşa destek olursan
aslında Allah’ın dinine destek olmuş olursun.
·
Bil ki İslam’ın cihad dediği
mücadele, birilerinin ileri sürdüğü o çirkin mukatele değil tam tersine
sömürüye karşı yapılan her çeşit eylemdir.
·
Allah cihad etmemizi istiyor.
·
Zira o bu şekilde, “yeryüzünde
mustazafları / ezilenleri / sömürülenleri egemen kılmak istiyor.”(Kasas Suresi
5. Ayet)
·
Eğer Allah’a ve onun elçisi olan
devrimci Muhammed’e iman edenler, bismillah deyip sınıfsal mücadele bayrağını
kararlılıkla açarlarsa işte o gün; “zalimler/ ezenler/ sömürenler, nasıl bir
devrimle devrilip gideceklerini göreceklerdir.”(Şuara Suresi 227. Ayet)
·
Bilelim ki, zulme sessiz ve
tepkisiz kalandan, sömürüye umarsızlık içinde boyun eğenden Müslüman olmaz,
olamaz!
·
Zira İslam bir itaat dini değil
isyan dinidir.
. CEMİL
KILIÇ
. 01.05.2024
********************************************************************************
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder