. GELECEK DÜNYA, GELECEK KUŞAK: ALFA KUŞAĞI
“Kuşaklar,
demokratik kurallar uygulanıp bilimsel gelişmeler takip edilirse, kendi
dünyalarını yaşantılarına uygun bir şekilde oluşturabilirler.”
Bu yıl 2011 doğumlu öğrencilerimiz ilkokula başlayacaklar.
Bu başlangıç aynı zamanda 15 yıl sürecek olan alfa kuşağının ilk
temsilcileri olarak süreç içerisinde farklı özellikleri ile biz öğretmenlerin dikkatini çekeceklerdir.
Kim bu Alfa Kuşağı, neden bu şekilde isimlendirildiler, nelerden
hoşlanırlar, nasıl öğrenirler, nasıl eğlenirler, gelecek için planlama yaparken
biz neler yapmalıyız.
Bu yazı hafta sonu Alfa kuşağı ile ilgili yaptığım
okumalardan elde edilen bilgilerden oluşmaktadır.
''
NEDEN ALFA KUŞAĞI ''
Avusturalyalı nüfus bilimci Mark McCrindle, 2010’dan sonra doğan
çocukların Alfa kuşağı olarak isimlendiriyor.
Alfa kuşağı tablet bilgisayarlarla büyüyen, akıllı telefonsuz
bir hayatı bilmeyen, saniyeler içinde düşüncelerini internete aktarabilen,
bugüne kadarki ‘en fazla dönüştürme’ yeteneğine sahip kuşak olarak dikkat
çekiyor.
Bugün 6 yaşına kadar olan çocuklar, dokunmanın öne
çıktığı teknolojileri kullanarak büyüyorlar ve dokunmanın verdiği yakınlık
nedeniyle onlar teknolojiyi, gerektiğinde kullanılacak bir şey olarak değil de
kendi hayatlarının doğal bir parçası olarak görüyorlar ve bunlar kendi
yaşadıklarından farklı bir dünyanın olmasına imkân olmadığını sanıyorlar; eski
hiç yokmuş gibi düşünebiliyorlar.
İşte bu öğrenciler alacakları eğitimlerle, oluşturacakları kendi
çağlarının gerçeklikleriyle mücadele edecek bir anlayış kazanmaya çalışacaklar.
Esas soru
burada geliyor aslında X ve Y kuşağı karışımı olan öğretmenler Alfa kuşağı
çocuklarının eğitimleri için ne kadar hazırlar.
Kuşak tanımını TDK:
-“ Yaklaşık olarak aynı yıllarda
doğmuş, aynı çağın şartlarını, dolayısıyla birbirine benzer sıkıntıları,
kaderleri paylaşmış, benzer ödevlerle yükümlü olmuş kişilerin topluluğu,
yaklaşık yirmi beş, otuz yıllık yaş kümelerini oluşturan bireyler öbeği, göbek,
nesil, batın, jenerasyon” olarak açıklamaktadır.
Aynı kuşağı paylaşan
kişiler içinde bulundukları dönemin ekonomik koşullarından, eğitim
olanaklarından, teknolojisinden etkilenmekte ve olayları algılamaları ve
değerlendirmeleri, hayattan beklentileri, kişilik yapıları bir önceki kuşaktan
farklılaşmaktadır.
İçinde bulunduğumuz zaman aralığında farklı kuşaklar bir arada
yaşamakta, dolayısıyla kuşaklar arasındaki özellikler gerek aile ve gerekse iş
hayatında çatışmalara sebep olmaktadır.
Kuşakların sınıflandırılması amacıyla yapılan çalışmalarda,
kuşaklara has özelliklerin kültürden kültüre farklılaştığı, tarih aralıklarının
da her toplum için aynı olamayacağı, ayrıca aynı kuşak bireylerinin hepsinde
aynı özelliklerin bulunamayacağı kanısına varılmış olsa da toplumun çeşitli
katmanlarında kuşak çatışmalarının yaşandığı yadsınamaz.
KUŞAK ÖZELLİKLERİNE KISACA BAKALIM?
Sessiz kuşak
/ Gelenekselciler 1925 - 1945 arasında doğmuş olanlardır.
Büyükannelerimiz, büyük babalarımız bu dönemin üyeleridir.
2. Dünya savaşı sırasında doğmuş olan bu kuşağın üyeleri tüm
dünyadaki ekonomik bunalımdan, kıtlıktan, yokluktan, işsizlikten etkilenerek
risk almaktan hoşlanmayan, tedbirli davranışlar sergileyen bireylerdir.
Geleceğe yönelik endişe ve güven arayışı onları ekonomik yönden
para biriktirmeye, tutumlu olmaya, gereksiz yere harcama yapmamaya
yöneltmiştir.
İş hayatında da denge ve güven arayışları içindedirler, bu yüzden
bu dönemde özellikle devlet dairesinde çalışmak veya maaşlı bir iş sahibi olmak
önemlidir.
Girdikleri işte uzun süre çalışmayı tercih etmişlerdir.
Kendilerine verilen görevleri sessizce kabul etmiş ve yerine
getirmişlerdir.
Otorite kabul ettikleri kişilere karşı son derece saygılıdırlar,
kendileri de saygı beklerler. Aralarında yüksek eğitim alanlar olduğu gibi lise
mezunu olmak o dönemde iyi bir eğitim olarak kabul edilmiştir.
Günümüzde bir kısmı hala iş hayatında üst mevkilerde
çalışmaktadırlar.
Teknolojiye pek uyum sağlayamamakta gerekli bilgiyi kağıttan
okumayı tercih etmektedirler.
“Bebek
Patlaması” kuşağı
2. Dünya Savaşının ardından 1946 – 1964 yılları arasında nüfus
patlaması yaşanmıştır ve bu tarihler arasında doğanlar için kullanılmaktadır.
Bu dönemde savaş bitmiş, ekonomik yönden
rahatlamayla birlikte politik, siyasi değişiklikler yaşanmıştır.
Türkiye’de de dünyada olduğu gibi radyo altın çağını yaşamakta,
yavaş yavaş evlere buzdolabı, merdaneli çamaşır makinesi girmeye başlamıştır.
Teknolojik gelişim hızla ilerlemiş televizyon, elektrikli aletler
evlerde kullanılmaya başlanmış, iş yerlerinde üretimi artmasını sağlamıştır.
Bilgisayarlar, cep telefonları ve internet iş ve eğitim hayatında
önemli rol oynamaya başlamışsa da bebek patlaması kuşağı bireylerinin büyük
kısmı bu konuda zorluk yaşamaktadır.
Bu grubun üyeleri de otoriteye saygılıdır.
İş hayatında idealist, sadık, çalışkandırlar, uzun süre aynı iş
yerinde çalışabilirler.
Maaşlı çalışmayı tercih ederler, takım çalışmasına yatkındırlar.
Bu dönemde yaşam kalitesinin yükseldiği, sağlık, tatil, güzellik
ve bakım harcamalarının arttığı görülmektedir.
Beklentileri rahat bir emeklilik olan bireylerin çoğu emekli
maaşlarıyla geçinmeye çalışmakta ve maaşlarının azlığından yakınmaktadırlar.
Yüz yüze iletişimi tercih etseler de cep telefonunu da iletişim
aracı olarak kullanabilirler.
Eğitim açısından geleneksel kuşağın devamı gibi görebiliriz,
öğretmeni otorite olarak yaşamlarında önemli bir yere koyarlar.
Öğrenme tercihleri soru-cevap, geribildirim ve derse katılımdır.
Sorunlarının çözümünde kendi deneyimlerinden ve daha önce sorunun
başkaları tarafından nasıl çözüldüğüne göre yöntem ararlar.
Bencillik, iş koliklik, kuralcılık olumsuz özellikler olarak
sayılabilir.
Bazı kaynaklarda “çalışmak için yaşamak” sözlerinin bu
grubu tam olarak tanımladığı söylenmektedir.
X kuşağı 1965
– 1979 yılları arasında
doğan bireylerin oluşturduğu gruptur.
Bu dönem çocukları ekonomide durgunluğa, petrol krizine,
globalleşmeye, teknolojinin hızlı gelişiminin sonucu yeni icatlara ve buluşlara
uyum sağlamaya çalışmışlardır.
Doğdukları andan itibaren çamaşır makineleri, buzdolaplarına,
radyo, kasetçalar ve pikapla karşılaşmış, küçük yaşlarda televizyonla
tanışmışlardır.
Bilgisayarların iş dünyasında önemli hale gelmesiyle değişen iş
koşullarına uyum sağlamışlar, teknolojiyi zorunlu oldukları için
kullanmaya başlamışlar ve bir kısmı başarıyla kullanmaktadır. Genel
olarak kurallara uyumlu, çalışkan, sağduyulu bireylerdir.
Kendilerine güvenirler, esnektirler, çok stresli işlerden
kaçınmakta daha çok keyif alacakları işlerde çalışmayı tercih etmektedirler.
Gelecek endişesi yaşamakta, maaşlı ve iş garantisi olan işler
önemlidir, kendilerini bireysel emeklilik, özel sağlık sigortası gibi bazı
yatırımlarla garanti altına almaya çalışmışlardır.
Kadınlar da iş hayatında yer almıştır.
Evliliklerde boşanmalar daha çok görülmeye başlamıştır.
İletişim şekli olarak e–posta ve cep telefonlarını
kullanmaktadırlar.
Eğitim açısından bakarsak; öğretmen bir idol olmaktan çıkmış,
kendi kendilerini okuyarak, çalışarak yetiştirmek isteyen, e – öğrenme
sistemini kullanan bireylerdir.
Kendilerinden ne istendiğini tam olarak bilerek ilerlemek
istemekteler.
Meslek seçimleri üniversite sınavından aldıkları puanla belirlenen
bu nesil yaşamak için çalışmaktadırlar.
Şu anda bir kısmı iş hayatında yönetici pozisyonundadır.
Y kuşağı: milenyum
kuşağı, indigo çocuklar gibi farklı
isimlerle de anılan bu dönem 1980 – 2000 yılları arasında doğan bireylerdir.
Y kuşağı genellikle çekirdek ailelerde yetişmişlerdir, ilgi odağı
olmaya alışmış olan bu bireylerin hayattan beklentileri de çok
yüksektir.
Kabaca dörtte birinin ebeveynlerinden en az biri üniversite
mezunudur, aralarında boşanmış ebeveyne sahip olanlar da neredeyse üçte bir
oranındadır.
Kendilerini beğenirler, kendilerine fazla
güvenirler, bireyci ve girişimcidirler.
Çok çalışmaktan hoşlanmazlar ama çoğu daha iş hayatına atılır
atılmaz en üst mevkiye gelmeyi hedeflemektedir.
İyi eğitimli, zeki, özgürlüğüne düşkün, otoriteye karşı agresif
tutum içinde olan Y kuşağı bireyleri için teknolojiyi çok iyi kullanan, sosyal
medya hayranı kişiler diyebiliriz.
Aşağı yukarı 5 – 6 yaşlarında bilgisayarla karşılaşmışlardır.
Akıllı telefonlarla, mesajlarla, e postayla, internetle,
bilgisayar oyunlarıyla, twitter, facebook, instagram ve selfie’ile iç içe
büyüyen, anında arkadaşlarıyla haberleşebilen, kendini sosyal medya sayesinde
ifade edebilen bir nesil.
Aynı anda birçok işi yapabilme kapasitesine sahipler.
Takım çalışmasına yatkın, değişime çabuk ayak uyduran, hızlı
düşünebilen, çabuk bilgi sahibi olabilen bireyler aynı hızla yaptıkları işten
sıkılmaktadırlar.
Eğitim yaşamlarında bir önceki nesle göre çok daha fazla sınava
girdiler.
İyi bir eğitim almak uğruna dershaneye gitmek, özel öğretmenden
ders almak zorunda kalan Y kuşağı kendini daha ilkokul sıralarında rekabetçi
bir ortam içinde bulmuştur.
Bir yandan ailelerin beklentisini karşılamak, bir yandan ergenlik
sorunlarıyla uğraşmak ve sınav başarısına odaklanmak bu bireylerin büyük bir
kısmının sınav kaygısı hissetmelerine neden olmuştur.
Gerek eğitim gerekse iş hayatında problem çözme süreçlerinde
interneti kullanmayı ve beyin fırtınası yapmayı tercih ederler.
Günümüzde eğitimine devam edenlerin olsun, iş hayatında
çalışanların olsun en büyük sıkıntıları eğitimcilerinin ve üstlerinin
kendilerini anlayamamış olmasıdır.
Ülkemiz nüfusunun % 35’ ini oluşturan Y kuşağı çalışanları
sıklıkla iş değiştirebilirler.
İş yaşamıyla özel yaşamlarını dengede tutmaya çalışırlar.
En önemli özelliklerinden biri de hayali ürünlere, hayali
projelere prim vermemek somut olanlarla ilgilenmektir.
İş hayatında üstlerine sordukları soruların cevabını almak ister
geçiştirilmekten hoşlanmazlar.
Düşündükleri hemen ve şimdi olmalıdır.
Çünkü gelecekle ilgili belirsizlik içindedirler.
Z - Kuşağı 2001
yılından sonra doğanlar ve 2020 yılına kadar doğacak olanları kapsayacak bir dönemin
bireyleridir.
Henüz iş hayatına atılmadılar, eğitimlerine devam ediyorlar.
İnternet teknolojisine gözlerini açtılar.
Çoğunun ailesi aşırı korumacı, sokak oyunlarıyla ilgileri yok,
oyuncakları ı-pad, çoğunun akıllı telefonu var, fiziksel olarak yalnızlar, her
an birbirleriyle iletişim kurabiliyorlar.
Sosyal gelişim onlar için bu demek.
Aynı anda birçok iş yapabilme becerileri daha da gelişmiş halde.
Dikkat ve konsantrasyon sorunları yaşıyorlar.
Eğitimde ezberi sevmiyorlar, oyun haline getirildiğinde daha kolay
öğreniyorlar.
Yaratıcılıklarını kullanabildikleri çalışmalar onlar için daha
uygun görünüyor.
Kendi arzuları ve hedefleri doğrultusunda bağımsız karar verip,
sonuç odaklı hareket ediyorlar.
Çevrelerinde olan bitenlerin farkındalar.
En büyük sorunları mobil teknolojinin eğlencesinden kopup ders
çalışmak gibi görünüyor.
Bu durum okulda başarılarının düşmesine neden oluyor.
İnternet bağımlılığı kavramı genellikle bu kuşak çocukları için
kullanılıyor.
Klasik eğitim ortamları onlar için uygun görünmüyor.
Z kuşağı çocukları araştırmayı, bilgiyi çeşitli kaynaklardan
aldıktan sonra, sunum yapmayı seviyorlar.
Türkiye nüfusunun % 18’ ini oluşturmakta olan ve daha
sonra doğacakları da düşünerek bu nesil için eğitim alanında köklü
değişikliklere gidilmesi şart gibi görünüyor.
Alfa Kuşağı
2025 yılında yaklaşık olarak 2 milyar kişiden oluşacak olan ve her
hafta 2.5 milyon bireyin eklendiği yeni kuşak olarak Alfa kuşağı genel olarak;
* Multitasking (aynı
anda birden fazla işle meşgul),
* Farklı, şu anda hiç bilmediğimiz, hatta aklımıza dahi gelemeyecek kadar
bilinmedik, tuhaf ama yararlı (ve tabii ki zararlı) kişisel uzmanlık alanları
geliştiren,
* Görselleri, videoları, animasyonları, holografik iletişimi, eğlenceyi
yazıya, konuşmaya tercih eden, düzlemsel okuyamayan, tek bir olaya
fokuslanamayan,
* Hafızaları fazla şeyi tutmayan, az konuşan, gerekmedikçe fiziksel
buluşmalardan hoşlanmayan,
* Sanal & robot & hologram arkadaşlarıyla daha iyi anlaşan,
direkt kişisel kontaktan çok makinalar aracılığı ile iletişim kurmayı seçen,
yani makinaları insanlara tercih eden
* İhtiyacım olursa Google'a, dijital ya da robot asistanıma sorarım
diyen,
* Kendine odaklı, bireysel çalışmayı tercih eden, yaptıklarını hemen
kişiselleştiren ve kolayca yayabilen, taahhüde girmekten, kendini bağlamaktan
kaçınan ve bunun için çoğu zaman mobil/akıllı cihazlardan, robotlardan
yararlanan,
* Reset, Reload (baştan başlat, yeniden yükle vb.) nesli oldukları için
hataların bir tuşa basılarak hemen düzelebileceğini, dünyanın değişebileceğini
düşünen,
* Dijital nesil oldukları için duyguları çok ve çabuk değişen, anında
reaksiyon bekleyen, derhal övgü ve ödül almayı, her şeyi oyunlaştırmayı
isteyen, kötü, eksik, yanlış, çirkin hissetmekten hiç hoşlanmayan,
* Şimdide yaşayan ve her şeyin GR8 (great/ büyük/müthiş demek) olduğunu
düşünen,
* Beyinleri üzerlerine akan binlerce bilgi, uyaran ve mesajla aşırı
(hiper) uyarılmış, dikkatleri, algıları ve konsantrasyonları sığ,
* Daha becerikli, daha akıllı ancak çoğunlukla geniş çaplı düşünmeyi ve
kültürel derinliği ihmal eden,
* Her türlü siyasi, ailevi, askeri, mesleki, statü vb. ile ilintili
otoriteyi reddeden,
* Ciddi anlamda doğa mahrumiyeti çeken, düzensiz beslenen, doğal
gıdalardan çok; en kolay, hızlı yiyip, içebileceği pratik şeyleri tercih eden,
hatta kendi yiyeceğini basan,
* Yabancı dil işini anında çeviri yapan giyilebilir hatta beyne monte
edilebilir tercüme aparatlarıyla çözen, milliyet, din, ulus, etnik köken vb.
aidiyet unsurlarını önemsemeyen, dünya vatandaşı olan,
* Öğrenmesi gerekenleri genetik modifikasyonlarla ya da Matrix filmindeki
gibi hazır bilgi, beceri yüklemeleri ile kazanan, buluttaki okula giden,
robot/hologra/sanal öğretmeninden, danışmanından destek alan,
* Ölümü hastalık, bir arıza gibi düşünen, ölmeyeceğine inanan, çünkü
genetik ve nano teknolojilerle tüm canlıların arızalarının giderilebileceğini,
hastalıkların iyileştirebileceğine inanan bir nesil geliyor.
Gelecek alfa kuşağı, her şeyi hibrit ''MELEZ'' olarak algılayacak ve etrafında bulunan yaşam
etkilerini,yaşam becerilerini, geşmiş ve güncel bilgileri birleştirerek yeni ve
işlevsel bir yaşam formu oluşturacaktır.
Güvenlik gelecek kuşağın yaşamında elektronik güvenlik daha etkili
bir yapı içerinde yer alacaktır.
Tatil anlayışlarında kısa zamanda yapılan şehir içi aktivitelere
yönelik çalışmalar hız kazanacaktır.
Eğer geleceğe yön veren bir eğitim anlayışımız olsun
istiyorsak, tüm bireysel ve toplumsal kaynaklarımızı bilime, teknolojiye,
ekolojiye, insanlığa, insanca yaşamı geliştirmeye harcamalıyız.
Öğrenme ve geliştirme seferberliği ilan etmeli, gelecek yüzyılın
bireylerini yetiştirmeliyiz.
ALFA KUŞAĞI EĞİTİM KURUMLARI NASIL
OLMALIDIR ?
Alfa kuşağı gelişimine ve değişimine hazır, yarınların neler
getirebileceğini tahmin edebilen, yetiştirdiği Z kuşağın da ilerisini görebilen
eğitim kurumlarının öğrencileri olmak isteyeceklerdir.
Gelişim ve değişimi tamamlayamayan eğitim kurumları ''Z plus''
eğitim kurumları olmaktan öteye gidemeyecektir.
Okullar ve eğitim kurumları, teknolojinin içine doğan yeni neslin
hızını, bireyselliğini, birçok işi aynı anda yapmaya çalışmalarını, çalışma
ortamında özgürlüğe ihtiyaç duymalarını, dijital yolla sosyalleşebilmelerini,
her konuda açıklama beklemelerini anlamalı ve eğitim programlarını şimdiden
buna göre yapılandırmalıdır.
Eğitim ve öğretim anlayışı olarak bireysel farklılıklara
yönelik, kişilere özel programlar geliştirmelidir.
Her bir bireyin kendi içinde fark yaratmasını sağlayacak olanaklar
yaratmalıdır.
“Geliştireceğimiz ve uygulamalarla, hedefimiz Alfa
kuşağında toplumsal yaşamın ortak paylaşımına ilgi uyandırmak, önceki kuşaklarla
uyumlaşmayı kolaylaştıracak ortamlar hazırlamak olmalıdır".
Alfa Kuşağı, isterse, ilgi duyarsa öğrenecek ve kendini
geliştirecektir.
Okulda kazandıkları değerler ve donanım Alfa kuşağında
beraber yaşama ve üretme inancı oluşturmalıdır.
Bu çalışmalar ile Alfa kuşağının kendi potansiyelini bulmasına,
kullanmasına ve kendini gerçekleştirmesine zemin hazırlayacaktır.
Peki kendimize dönüp soralım o zaman
''Biz Alfa kuşağını
eğitmeye ve gelecek zaman için hazırlamaya ne kadar hazırız?''
'
Bu yazı, kişisel olarak oluşan merak sonrası hafta sonu yapılan okumalar
sonrasında oluşan bilgilerin paylaşımı ve bu konuda arayışta olan herkes için
okunan bilgilerin bir araya getirilmesi ile yazılmıştır.''
. Esen kalın...
http://user.orav.org.tr/blogger/ugurozeren/page/43603/--alfa-kusagi---gelecek-dunya--gelecek-kusak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder