Doktorlar Ellerinizi Yıkayın!
Welttag des Händewaschens am 15.
Oktober
. 15 ekim "Elleri Yıkama Günü" .
Yeni
koronavirüs salgını nedeniyle “ellerimizi nasıl yıkamamız gerektiğini”
konuşurken asepsinin yani "ellerin hastalığı taşımaması için yıkanması
gerektiğinin" ‘mucidi’ Ignaz Semmelweis yeniden dünyanın gündeminde.
Yeni
koronavirüs salgını nedeniyle “ellerimizi nasıl yıkamamız gerektiğini”
konuşurken asepsinin yani ellerin hastalığı taşımaması için yıkanması
gerektiğinin ‘mucidi’ Ignaz Semmelweis
yeniden dünyanın gündeminde.
Salgın
başladığından beri “elleri 20 saniye sabunla ovuşturarak yıkama” uyarılarını
dinlerken konunun google tarafından bu şekilde hatırlatılması insanlık için
olumlu bir şey çünkü “el yıkama” denildiğinde Semmelweis'in “trajik hikayesi”
pek de hatırlanmak istenmiyor.
Çünkü
yaşadığı dönemde bulguları bir türlü hak ettiği bilimsel itibarı kazanmıyor ve
kapitalizm, tutuculuk ve dışlanma karşısında bilimin nasıl çaresiz
kalabileceğini gösteren hikayelere fazla meraklı değil.
El yıkama
buluşu “koruyucu hekimlik” bahsine dokunduğu için de aslında sistemin yine pek
meraklısı olmadığı bir konu.
Bırakın el
yıkama işlerini dini ritüelleriyle çözsünler…
Tıp
tarihindeki hikayesine ne gerek var değil mi?
Ancak, önünde
sonunda hekimliğin tedavi etmekten ibaret bir alan olmadığı, hastalığı sağaltan
pratik kadar önemli bir unsurunun önleyici pratik olduğu tamamen gözardı
edilemiyor.
Çünkü türümüz
bu olmadan yapamaz ama olabildiğince sistematiğinden çıkarılarak ve şirketlerin
ve küresel organizasyonların ortaklığında düzenlenen kampanyalarla yürütülüyor
bu çalışmalar.
İlk Küresel
El Yıkama günü 2008'de 15 Ekim'de başlatılmış, bir dizi adım atılmış.
Ancak Semmelweis'in hikayesi fazla gündemde
değil ortamlarda.
SEMMELWEIS REFLEKSİ
Yıllar sonra
itibarı iade edilen* ve hatta ismi “yeni bir bilgi ya da kanıtın, yerleşik
norm, inanç ya da paradigmalarla çeliştiği için refleks olarak reddedilmesi”
durumunu tarif etmek için Semmelweis refleksi ya da Semmelweis efekti şeklinde
kullanılmaya başlanan bu komünist hekimin hikayesini bugünlerde bir kez daha
görünür hale getirmek gerekiyor.
ALTIN ÇAĞIN ÖNCÜ HEKİMLERİNDEN
Alman asıllı
Macar hekim Ignaz Semmelweis, “döneminin insanı” olarak niteleniyor ve o dönem
hekimlerin altın çağı olarak görülüyor.
Çünkü artık
hekimler kadavralar üzerinde bilimsel çalışmalar yapıyor ve açıklamalarını
“kötü hava şartları ya da kötü ruhlar” üzerine kurmuyor.
Döneminin
insanı, Semmelweis önce hukuk alanına yöneliyor ancak daha sonra sağlıkta
uzmanlaşmayı seçiyor.
Hekimlik
eğitiminden sonra Viyana Hastanesi'ndeki doğum kliniğinde çalışmaya başlıyor,
kadavralar üzerinde araştırmalarını sürdürürken, klinikteki lohusa humması
vakaları ve yaşanan ölümler üzerine yoğunlaşıyor.
Daha sonra
bilimsel keşfinin temel bulgularını aktardığı “The
etiology, concept, and prophylaxis of childbed fever” (Lohusa
ateşinin etiyolojisi, kavramı ve profilaksisi) makalesinde de belirttiği
şekilde, konuyla ilgili bir dizi gözlem ve deney yapıyor.
Hastanenin
iki doğum kliniği var ve bunlardan birinde lohusa hummasının sebep olduğu
ölümlerin diğerine nazaran daha fazla olduğu görülüyor.
Ölüm
oranlarındaki bu farkın nedeni üzerine bir dizi hipotez geliştiriyor;
yatakların konumu, kliniklere bakan hekimlerin (bu klinikler başlangıçta kadın
ve erkeklerin baktığı klinikler olarak ayrılırken daha sonra birinde hekimler,
diğerinde hemşireler hasta bakıyor) özellikleri, sokak doğumlarıyla kliniklerde
yapılan doğumlardaki ölüm oranları vs.
'MİKROP'UN İLK NÜVESİ
Ancak
Semmelweis'ın asıl buluşunu yapmasını sağlayan kıvılcım, 20 Mart 1847 'de hastanedeki bir adli tıp hekiminin ölüm nedenini
öğrenmesiyle parlıyor.
Tıp
öğrencileriyle adli çalışmalarını sürdüren Profesör Jacob Kolletschka, daha
önce otopside kullanılan bir bıçağın eline saplanması sonucu hastalık kaparak
ölüyor.
Kolletschka'nın
ölüm hikayesinde, lohusa humması ölümlerinin benzeri semptomlarını okuyan
Semmelweis klinikler arasındaki ölüm oranlarının farklılığının açıklamasını
buluyor:
Birinci
klinik, otopsiye giren tıp öğrencilerinin taşıdığı çürük bedensel organik
cisimler (faul animal organic matter) nedeniyle daha fazla ölümün yaşandığı
kliniktir.
Hekimlerin
altın çağı olsa da dönem “mikrop” kavramının oluşmadığı bir dönem; Semmelweis
bu cisimleri germ (mikrop) olarak adlandırıyor, ancak buluşu o dönem
“Semmelweis refleksi”nin kabul gördüğü bir dönem olmadığından bu refleksin
kurbanı oluyor.
EL YIKAMANIN ÖNLEYİCİ NİTELİĞİ
Semmelweis,
tıp otoritelerine bir türlü kabul ettiremediği için ilerletemediği bu buluşun
ardından, ölümleri engellemek için yöntemler geliştiriyor.
Önce klorlu
sıvı, daha sonra maliyeti nedeniyle kireçli sıvı kullanımını uygulayarak ölüm
oranlarının düşüşünü gösteriyor.
Otopsiye
giren hekimlerin, hamile ve lohusalarla temasında kireçli suyla ellerini
yıkamaları, ölüm oranlarında gözle görülür düşüşlere neden oluyor.
Yine de bu
uygulama önerisi kurumsal bir prosedür haline getirilemiyor.
Semmelweis'ın
buluşu uzun süren tartışmalara neden oluyor.
Bir
açıklamaya göre, tıp camiasında kimi hekimler kendilerinin (henüz
tanımlanamamış) bir şeyleri hastalara taşıdığı fikrine öfke duyuyor.
Ama biz
meselenin bundan ibaret olmadığını, sonraki dönem verdiği mücadelede Semmelweis'ın
buluşunun insanlığa malolmasının yalnızca tıp alanının tutuculuğu değil,
komünist kimliği nedeniyle de engellendiğini biliyoruz.
Dönemin öncü
bilim insanlarından Semmelweis, bu dışlanmanın ağır yükünü taşıyamıyor ve
girdiği ağır depresyon sonucu akıl sağlığını koruyamıyor.
Ölümüne neden
olan sürecin nasıl geliştiğine dair karanlık noktalar olsa da, 1865'te
bir psikiyatri kliniğine
yatırılmasından iki hafta sonra enfeksiyondan öldüğü biliniyor.
Semmelweis'ın
buluşu, Louis Pasteur'ün mikrop teorisini doğrulaması, Fransız
mikrobiyologlarının araştırmaları üzerinden Joseph Lister'ın hijyen
yöntemlerini kullandığı pratiklerin büyük başarılar sağlaması sonrasında yaygın
kabul görüyor.
KAPİTALİZMİN İADE-İ İTİBARI
Ama yaşadığı
dönemde verdiği mücadelenin doğru tarihinin yazılması ve kendi kimliğine uygun
şekilde hatırlanması için, bağlandığı ideallerin gerçeklik bulduğu bir
toplumsal düzen kurulması gerekiyor. Verdiği mücadelenin karşılığının pratikte
hayat bulduğu bir sağlık sistemini kuracak bir toplumsal düzen.
İyi ki
yaşadın, iyi ki “el yıkamayı” öğrettin Semmelweis yoldaş!
Odatv.com
https://odatv4.com/guncel/el-yikamayi-ogreten-komunist-22032032-180697
http://www.tipdunyasi.dr.tr/2021/05/semmelweis-refleksi-veya-bilgiyi-reddetme-refleksi/
https://www.facebook.com/ZDFinfo/videos/302916654644553
https://www.br.de/wissen/haendewaschen-handhygiene-welthygienetag-infektionen-who-100.html#:~:text=WHO%2DWelttag%20Handhygiene%2FH%C3%A4ndewaschen%20H%C3%A4ndewaschen,15.%20Oktober%20ins%20Leben%20gerufen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder