Beyninizi kullanın,
nöronlarınıza sahip çıkın
09.01.2018
Fatma Zengin
Son yirmi yılda nörobilim,
beyin, zihin-beden bağlantısı hakkında çok fazla yeni bilgi birikti. Biz de
sizler için beyninizi kullanmada işe yarayabilecek bazı bilgileri derledik:
1. Her gün beyninizde yeni nöronlar doğuyor.
40-50 yıl öncesine kadar bilim insanları belli bir beyin hücresi (nöron) ile dünyaya geldiğimizi ve bu sayının değişmediğini sanıyordu.
40-50 yıl öncesine kadar bilim insanları belli bir beyin hücresi (nöron) ile dünyaya geldiğimizi ve bu sayının değişmediğini sanıyordu.
Oysa şimdi biliniyor ki
beynimizde her gün yeni nöronlar oluşuyor.
Kullanılırlarsa beynin diğer
bölgeleriyle ağlar oluşturup yaşıyorlar.
Kullanılmazlarsa bir süre sonra
ölüyorlar.
İlgi alanlarınız olup onları
araştırdıkça, yeni bilgiler öğrendikçe bu nöronlar yaşıyor.
Yenileri doğuyor.
Fiziksel aktiviteler de yeni
nöronların doğmasını artırıyor.
Aşırı stres ve depresyon ise
onların düşmanı.
2. Beyin sosyal bir organdır, iyi ilişkiler
önemlidir.
Beynimizin hayatta kalabilmesi ve gelişebilmesi için bağlantılara ve uyaranlara ihtiyacı vardır.
Beynimizin hayatta kalabilmesi ve gelişebilmesi için bağlantılara ve uyaranlara ihtiyacı vardır.
Eğer beynimiz yeteri kadar
uyarılmaz ve bağlantılardan yoksun kalırsa giderek küçülür ve sonunda ölür.
Bu nedenle, çevrenizden
alacağınız olumlu sosyal deneyimler, iyimser düşünce, teşvik, destekleyici
yaklaşım performansınızı olumlu etkiler.
Ola ki olumsuz sosyal
deneyimlerin olduğu bir ortamdasınız, siz bu konuda çaba harcayabilir,
kendinize ve çevrenizdekilere destek olabilirsiniz.
Kendinize iyi davranın, unutmayın
en çok birlikte olduğunuz insan sizsiniz.
3. Dinleyin, öğrenin, geri bildirim isteyin.
Öğretmenlerinizin sizi dinlemesi, size geri bildirim vermesi sizin beyninize de iyi gelir. Bu tür ilişkiyi siz de başlatabilirsiniz.
Öğretmenlerinizin sizi dinlemesi, size geri bildirim vermesi sizin beyninize de iyi gelir. Bu tür ilişkiyi siz de başlatabilirsiniz.
Öğrenmek için dinleyin, anlamak
için dinleyin.
Neyi anlayıp anlamadığınızı ifade
edin, yani geribildirim verin.
Siz de kendiniz hakkında,
gelişiminiz hakkında öğretmeninizin fikrini sorun.
Olumlu olumsuz diye bunları
kategorize etmeye gerek yok.
Yeter ki geribildirimler
davranışa dönük ve spesifik olsun.
Nerede olduğunuzu bilirseniz,
gitmek istediğiniz yere nasıl ve ne şekilde gideceğinizi de bilirsiniz.
Bu yolla hem olumlu sosyal
ilişkileri ve beyninizi de geliştirmiş olursunuz.
Hem de stres ve depresyonun temel
kaynaklarından olan olumsuz iç konuşmalar ve yargılamalardan da uzak
durursunuz.
4. Sağ ve sol beyin el ele: farklılıkları kabul
edin.
Beynimizde iki yarı küre vardır, sağ ve sol beyin diye bilinen bu serebral hemisferler birbirinden ayrılmış ve özel işlevler ve beceriler geliştirmiştir.
Beynimizde iki yarı küre vardır, sağ ve sol beyin diye bilinen bu serebral hemisferler birbirinden ayrılmış ve özel işlevler ve beceriler geliştirmiştir.
Genel olarak, sağ beyin, görsel –
mekansal işleme, güçlü duygular ve özel deneyim konusunda uzmanlaşmışken sol
yarımküre dil işleme, doğrusal düşünme ve sosyal açıdan işlevselliğe öncülük
eder.
Dengeli bir yaşam için ikisinin
birlikte çalışması gerekir, çoğu görev her iki kürenin katkılarını içerir.
Bunun dışında genetik ve çevresel
koşulların da etkisiyle farklı beyinler farklı şekilde öğrenir, ilişki kurar.
Kendinizin ve başkalarının hem
sosyal hem duygusal hem bilişsel öğrenme yollarını fark edin ve olduğu gibi
kabul edin.
Daha az gelişmiş yönlerinizi
güçlendirmeye çalışın.
Örneğin, fazlasıyla akılcı ve
kuralcı iseniz, duygularınızı keşfetmeye çalışın, endişeli iseniz, sol
beyindeki duygu düzenleyici bilişsel yeteneklerinizi geliştirin.
Öyküler sinir ağı entegrasyonunda güçlü
organizasyon araçları olabilir, çatışmaları, kararları ve duyguları da içeren
düşüncelere dayalı iyi anlatılmış bir hikaye, beyin yarıkürelerinin işbirliği
yapmasını sağlar ve de insanları da birbirine bağlar.
Bu öyküleştirme teknikleri
“ezber”lenmesi gerekli görülen ve sıkıcı bulunan dersleri daha iyi
öğrenmenizde, anımsamanızda da işinize yarar.
Günlük yaşamdaki deneyimlerinizi
yazmanız, kaygı ve stresinizin azalmasına da yardımcı olabilir.
Yapılan bir araştırma,
deneyimlerinizle ilgili yazmanın, iyi olma halini artırabileceğini ve erken
travmatik deneyimler yoluyla bozulmuş olabilecek duygusal düzenlemeye yardımcı
olabileceğini göstermiştir.
Akıl (zihin) / beyin ve beden birbiriyle iç
içedir.
Fiziksel aktivite, beynin optimum
seviyede çalışmasını sağlayan uyarıcı bir etkiye sahiptir.
Egzersizin, hipokampusta yeni
nöronların doğumunu arttırdığı ve beyne daha fazla oksijen pompaladığı, kılcal
büyümeyi ve ön lob plastisitesini/ esnekliğini uyardığı kanıtlandı.
Doğru beslenme ve yeterli uyku da
öğrenmemiz için gereklidir.
Beyin vücudumuzun yalnızca bir
kısmını oluştursa da, enerjimizin yaklaşık yüzde 20'sini tüketir, iyi
beslenmeyi öğrenmenin kritik bir bileşeni yapar.
Uyku bilişsel performansı artırır
ve öğrenmeyi arttırır, oysa uyku yoksunluğu uyanıklığı ve dikkati sürdürme
yetimizi sınırlar.
Uyku yoksunluğunun esnek düşünce
ve karar alma mekanizmalarına zarar verdiği gösterilmiştir.
Belki bu biyolojik gerçeklerin
farkında olunsa, okul başlangıç saatleri, öğle arası ve tatil programları
bunlara göre değişikliklere uğrayabilir.
Okulda öğrencilere uykunun,
fiziksel aktivitenin önemi öğretilebilir, iyi bir uyku ortamı oluşturmak için
gevşeme teknikleri gibi önerilerde bulunulur, iyi beslenme ve düzenli egzersiz
okul ortamına dahil edilebilir.
Okullar şimdilik böyle olmasa da,
siz, beyin, beden ve öğrenme arasındaki bağlantıyı öğrenerek, akademik
performansınızı ve fiziksel sağlığınızı birlikte geliştirmeyi seçebilirsiniz.
Tüm bunlar hem bugününüzü daha
keyifli ve verimli geçirmenizi sağlamanın yanında gelecekte, özellikle ileri
yaşlarda beden ve akıl sağlığınızı korumada da aşı etkisi yapacaktır.
Haydi, beyninizi ve bedeninizi çalıştırın.
Kendiniz
için bir şeyler yapın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder